TURHAN ALADAĞ

TURHAN ALADAĞ

06 Ekim 2022 Perşembe

Süt Krizini Çözme Girişimi

Süt Krizini Çözme Girişimi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

TURHAN ALADAĞ

Süt Krizini Çözme Girişimi

Son günlerin flaş konularından birisi de sütte yaşanan kriz sorunudur. Süt krizini çözmek için Tarım Bakanlığı uzun süreli bir çalışma yaptı ancak süt fiyatları konusunda bir karara varamadı. Bize ulaşan bilgiler bu istikamette.
Üretici ile sanayicinin yani her iki tarafında sorunlarını dinleyen Bakanlık, sorunların çözüm adresi olarak Gıda Komitesi’ni gösterdi. Süt fiyatlarını sanırım bu komite belirleyecek.
Hatırlanacağı üzere TÜSEDAD Başkanlığı bir çağrıda bulunarak SEK Süt’e süt satılmamasını istemişti. Tepkinizi koyun, ticari ilişkinizi kesin diyerek yapılan çağrı karşılık buldu.
Süt üreticisinin durumu hiç iyi değil. Özellikle Çukurova Bölgesi’ndeki hayvan besleyiciler artan girdi maliyetlerine adeta yenik düşüyorlar. Hayvanlarını kesime göndermeye başladılar. Hayvan sayısı azaldı, süt üretimi de haliyle azaldı. Bir litre sütün maliyet fiyatı ile satış fiyatını kıyasladığınızda hayvan besleyenler zarar ediyorlar.
Yem girdileri yükseldi. Maliyetler arttı. Süt fiyatları marketlerdeki reyonlara bakıldığında nerelere vardığını görüyorsunuz. İnsanlar çocuklarına süt içiremez duruma geldiler. Bir litre sütü 20 liradan alırsanız olacağı bu olur…
Sanayici raflardaki süt fiyatlarını istedikleri gibi artırıyor. Buna kimsenin dur dediği yok. Üretici ürettiği sütün fiyatının belirlenmesi için önce Tarım Bakanlığından ardından Gıda Komitesi’nden ve nihayet Ulusal Süt Konseyi’nde toplantı yapılmasının sonucunu bekler oldu.
Türkiye’de üretimi cezalandırmamak gerekiyor. Üreten insanların üretimden kaçmalarının önüne geçilmesi gerekiyor. Tarım Politikalarının da bu anlamda revize edilmesi gerekiyor.
Süt üreticilerinin içler acısı durumuna acilen el atılmalıdır. Yoksa yarın öbür gün süt bulamaz duruma düşeriz. Tarım Bakanlığı’nın da bu konuda boş durmadığını biliyoruz. Lakin ellerinden fazlaca da bir şey gelmiyor gibi gözüküyor.
Üretici üretecek ki yokluk çekilmeyecek. Yoksa bu süt krizi iyi noktalara gitmiyor.

Devamını Oku

Parsel Bazlı Üretim Sistemi

Parsel Bazlı Üretim Sistemi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

TURHAN ALADAĞ

Parsel Bazlı Üretim Sistemi

Türk tarımını ayağa kaldırmaya çalışan Tarım ve Orman Bakanlığı’nın radikal kararlar alması üreticileri sevindiriyor. Karaların hayata geçirilmesinin meyvelerini yine üreticilerimiz topluyor. Bu memnuniyet aslında insanlara ekonomik anlamda katkı sağlıyor. Burası da takdire şayan bir olay.
Tarım Bakanı Vahit Kirişçi’nin danışmanı Selahattin Çınar, bakanlığın dijital tarım alanında atılımlar içinde olduğunu kamuoyu ile paylaştı. 1 Ocak tarihi itibariyle Parsel Bazlı Üretim Modeli Projesinin hayata geçeceğini kaydetti. Çınar, bu uygulama ile hangi parselde hangi ürününün yetiştirileceği, bölgesinin planlanan üretimi ne olmalı gibi konuların yer alacağını açıkladı.
Aslında anlamlı bir davranış ve uygulama olmuş. Getirisini de elbette bakanlık olarak hesaplamışlardır. Bu da ülke ekonomisine katkı demektir.
Üretime sınırlama getirmenin maliyet hesaplarına olan etkisi, tarım topraklarının değerlendirilmesine olan katkısı gibi konularda uzun uzadıya görüşülerek planlanmış. Pilot il olarak belirli bölgeler seçilerek alınan kararların hayata geçirilmesinden sonra ortaya çıkan sonuçları görmek de lazım.
Bu arada Mera Kanunu’nun üzerinde de çalışıyor Tarım ve Orman Bakanlığı. Yaylak ve kışlaklarda köy kanununa göre öngörülen inşaatlar ile valiliklerden izin alınmak suretiyle imar mevzuatlarına göre yapılacak kullanma amacına uygun mandıra, suluk, sundurma ve süreklilik göstermeyen barınak ve ağıllar ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın talebi üzerine turizme açılması uygun görülen bölgelerde ahşap yapılar dışında, ev, ahır ve benzeri inşaatlar yapılamaz hakkında değerlendirme ve mevzuat düzenleme çalışmaları yapılacak.
İnşallah bu konularda da özellikle köylülerin sıkıntıları çözülmüş olur. Evladını evlendirip evinin yanına bir bina yapmak isteyen köylünün başına olmadık işler geldi bu memlekette. Ahır yapamayan üreticimiz var. Ürününü depolayacak yeri temin edemeyen, bina yapamayan üreticilerimizi de bu şekilde sıkıntıdan kurtarmış olunur.
Her olumlu girişimi takdir etmek gerekir. Biz de onu yapalım. Tarım Bakanlığı doğru kararlar alıyor. Bu gidişat sorunların çözümü adına adres olur diyelim ve tüm üreticilerimize hayırlı ürünler, kazançlar temennisinde bulunalım.

Devamını Oku

Üreticiye ceza mı, mükâfat mı?

Üreticiye ceza mı, mükâfat mı?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

TURHAN ALADAĞ

Üreticiye ceza mı, mükâfat mı?

Tarım ve Orman Bakanlığı, 1 Ekim tarihinde meclise getirmeyi düşünülen sözleşmeli üretim modeli ile bakanlığa ne ekeceğine bildirmeyen üreticiye ceza vermeye hazırlanıyor. Böyle bir endişe söz konusu şu an üreticilerimizde.
Bu yasa taslağının amacı tarımda önceliğin stratejik ürünlere verilmesi…
Yani bu yasa çıkarsa çiftçi tarlasına kafasına göre ekim yapamayacak. Yıl içinde hangi ürüne ihtiyaç varsa, Bakanlık planlama yaparak ona göre ekim izni verecek.
Peki, üreticiler ne yapacak?
Bu kapsamda, üreticiler ekim döneminden önce Tarım İl Müdürlüklerine başvuracak. Ne üreteceğini, ne kadar üreteceğini, nerede üreteceğine yönelik izin alacak. Onay alması durumuna ekim yapacak.
Ekilecek ürünün ne olacağına bir anlamda devlet karar verecek.
Bakanlık her yıl arz açığı olan ürünleri belirleyerek, çiftçiyi bu ürünleri ekmesi konusunda yönlendirecek.
Bakanlık bu kararı alırken üreticiyi koruyacak mı?
Üreticiye, devletin onay verdiği ürünü ekmesi durumunda, ürün alım garantisi verilecek. Üretici ne ekeceğini devlete bildirmezse, çeşitli yaptırımlarla karşı karşıya kalacak. Ayrıca devletin üretici ve tüccarı bir araya getirerek sözleşme yapmalarını öngören bir sistem de kurulacak.
Başkaca ne düzenlemeler söz konusu? Dilerseniz ona bir bakalım.
Tarım arazilerinin boş kalmasının önüne geçilmesi için mülkiyet hakkıyla kullanım hakkını birbirinden ayıran bir düzenleme yapılacak.
Bu kapsamda, bir yıl boyunca üretim yapılmayan araziler devlet tarafından tespit edilecek ve sahibine belli bir kira bedeli ödenerek, üretime açılacak. Düzenleme ile köyde tarlası olup da, şehirlerde yaşadıkları için atıl hale gelen bu arazilerin üretime açılması amaçlanıyor.
Üreticiler şu an bu yasanın kendilerine ne getirip ne götüreceğini pek bilemedikleri için olaya biraz endişe ile bakıyorlar. Yasanın hayata geçmesinden sonra konunun uzmanları da sanırım bir açıklama yaparak olaya netlik kazandıracaklar.
Üreticiye ceza mı getiriliyor? Yoksa mükâfat mı veriliyor? Orası tartışılacak…
Asıl olan üreticinin ektiği ürünün değer bulması, para getirir bir ürün olması. Yani üretmek adına yapılan harcamaların altında taban fiyatın belirlenmesi demek, üreticinin kaybetmesi demektir. Onun ne ekeceğine karar vermek yetmez. Alım yapılacak ürünün değerinin artması gerekiyor.
Tarım Bakanlığı’nın bu uygulamaya yönelik hazırlığı sırasında Türkiye koşullarını araştırarak getirilecek olan yasanın artılarını, eksilerini hesap etmişlerdir diye düşünüyorum.
Yasa meclise gelince içeriğini göreceğiz. Ümit ederim ki, üreticinin lehinde bir karar alınmış olur. Ülkenin üreticilerinin ayakta kalması gerekiyor. Hayırlı ve bereketli ürünler, bol kazançlar dileğiyle…

Devamını Oku

Köyde Kadın Olmak

Köyde Kadın Olmak
0

BEĞENDİM

ABONE OL

TURHAN ALADAĞ

Köyde Kadın Olmak

Türk kadını, köyünde kadın olmanın yanında aynı zamanda üreticidir. Tarımın tüm aşamasında tarlasında çalışan kişidir. Dişiyle tırnağıyla toprağını işleyen çiftçilik yapan eşinen yanında destekçisindir.
Türk kadını, köyünde tarımda işçi iken aynı zamanda da evinin ihtiyaçlarını karşılamak adına hayvan besleyen kişidir. Yani evin direğidir.
Son günlerde kırsalda üretimi artırmak adına Tarım ve Orman Bakanlığı bir çalışma başlattı. Bu bilgiye ulaşınca ‘tam isabet’ diyerek bu kararın oldukça yerinde bir karar olduğunu düşündüm. Bu önemli çalışmaya göre, özellikle bayanlara yönelik sosyal güvence hakkının getirilmesi planlanıyor.
Kadınlarımız, genç üretici konumundaki kardeşlerimiz sosyal güvenceye kavuşturulacak. Aileyi kırsalda tutmanın bir adet formülü olarak görülüyor bu olay. Köyden kente doğru başlayan göçleri önlemek, insanların yerlerinde kalarak üretime katkı koymaları sağlanacak.
Böyle bir çalışma yapılır iken bence dikkat edilmesi gereken bazı hususlar var. Öncelikle tarımla uğraşan kadınlarımızın kendi sosyal güvencelerini kendilerinin temin ederek sigortalarını kendilerinin yatırmasını beklemek doğru olmaz. Aylık olarak sigortalı bir kişinin maliyeti bugün 2 bin 100 lirayı bulurken tarımla uğraşan kadınlarımızın bu parayı yatırarak sosyal güvencelerinin olmasını beklemek biraz hayal olur diye düşünüyorum.
Bakanlığın çalışmasının içeriği nedir? Bunun ayrıntısı bilmiyoruz. Lakin düşünce çok güzel. Kim önermiş olursa olsun bu projenin hayata geçip kadınlarımıza yönelik avantaj getirmesi için devletin bazı noktalarda prim miktarını kendisinin karşılaması gerekir. Kadının sosyal güvenceli olması demek onun evini çekip çevirmede rahatlaması demektir. Sağlık açısından ayakta kalması demektir.
Evlatlarını daha iyi ve sağlıklı ortamda yetiştirmesi demektir. Bütün bunlar Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yapacağı çalışmalar sonrasında önümüzdeki günlerde netleşecek. İçeriğini gördükten sonra daha iyi tahlil edebilme imkânı bulacağız.
Tarım Bakanı Vahit Kirişçi’nin bakanlık koltuğuna oturmasından sonra bazı tabuların yıkılarak çiftçiyi ayağa kaldırmaya yönelik eylemlere geçilmesini sevindirici buluyorum.
Yerel yönetimlerin de kırsalı kalkındırma adına kendi bünyelerinde Kırsal Kalkındırma Birimlerini oluşturup kendilerince bazı sorunları çözmeleri de ayrı bir sevinç kaynağıdır. Onları da bu çalışmalarından dolayı tebrik etmek lazım.
Türk tarımının ayağa kaldırmak adına bugüne kadar görülen eksikliklerin giderilerek çalışmalar yapılmasını olgunlukla karşılıyor, Tarım ve Orman Bakanımız Vahit Kirişçi’nin bu çalışmalarının devamının gelmesini istiyorum.
Konu Tarım Bakanımızdan açılmış iken açıklanan ayçiçeği ve mısır taban fiyatlarının üreticileri memnun etmediğini de buradan belirtmekte yarar var. Üretici fiyatları beğenmedi. Gerekçesi de artan maliyetler karşısında ellerindekini, avuçlarındakini döktüklerini belirtip ‘taban fiyat yetersiz’ diyerek isyan ediyor.
Sanırım bakanlık bu sese de kulak verir. Taban fiyat düşük olarak açıklandı açıklanmasına da artık bundan sonra destekler konusunda bir artış olur da aradaki farklar kapatılır.
Ürününüz bol olsun dileğiyle yazımıza nokta koyalım.

Devamını Oku

Atık Gıdadan Hayvan Yemi Temini

Atık Gıdadan Hayvan Yemi Temini
0

BEĞENDİM

ABONE OL

TURHAN ALADAĞ

Atık Gıdadan Hayvan Yemi Temini

İsrafın önüne geçmek, atık gıdalardan hayvan yemi temin etmek doğru bir davranıştır. Bu anlamda başlatılan çalışmaları takdir etmek gerekiyor.Tarım ve Orman Bakanlığının geçen hafta yayımlanan yönetmelik değişiklikleriyle otel, restoran ve yemekhane gibi yerlerde çöpe atılan 18 milyon ton gıda artığının hayvan yemine dönüşmesinin önü açıldı.
Resmi Gazete’de 9 Ağustos tarihinde yayınlanan yönetmelik bilgisine göre, israf edilen söz konusu gıdaların kullanılabilmesi için yem güvenilirliği şartlarına uygun olarak toplanması, tasnif edilmesi, taşınması, işlenmesi, ambalajlanması ve bu işlemleri yapabilecek işletmelere ait şartlar 6 ay içinde yayımlanacak tebliğ ile belirlenecek. Yeni standartlar getirildi bu anlamda.
Buna göre gıda artıklarının toplanması, taşınması, işlenmesi, depolanması ve dağıtım faaliyetlerini yürütecek işletmeler için Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan onay şartı getirilecek.
Gıda artıkları, yalnızca Tarım ve Orman Bakanlığı onaylı/kayıtlı gıda işletmelerden tedarik edilebilecek. Ayrıca bunlar toplanma aşamasında sınıflandırılacak. Hayvan sağlığı için tehlike arz eden bozulmuş ve kokuşmuş olanlar ile ambalaj atıkları, kürdan, metal gibi yabancı maddeler ayıklanacak. Toplanan gıda artıkları, özellikleri dikkate alınarak en uygun koşullarda taşınacak.
Üretim işletmelerine gelen bu ürünler hijyenik şartlarda ve en uygun işleme teknolojileri ile işlenerek sağlıklı yemler üretilecek. Bu işletmeler tarafından yürütülen faaliyetler toplama, taşıma, üretim, dağıtım ve kullanım aşamalarında Bakanlıkça denetlenecek.
Bakan Kirişci, “Alın ve akıl teriyle üretilen gıdamıza sahip çıkalım” çağrısında bulunuyor.
Doğru da yapıyor aslında. Her yıl 18 milyon ton gıdanın çöpe gittiği bir ülkede yaşıyoruz. Bunun önüne geçilerek hayvan yemi yapılması ülke ekonomisine önemli katkı sağlayacak.
Hayatınızda mutlaka otellerdeki toplantılara katılarak burada tüketilmeyen gıdaların çöpe nasıl atıldıklarına tanıklık etmişinizdir. Ekmek israfı ise hat safhada…
Türkiye’deki atıkların yüzde 52’si gıda atığı…
18 milyon ton gıda atığını taşımak için 603 bin çöp kamyonu kullanılıyor. Rakamlar korkutucu. Gıda atıklarının hayvan yemi olarak değerlendirilmesi adına Tarım ve Orman Bakanlığı’nın başlattığı bu çalışmanın meyvelerini önümüzdeki aylarda göreceğiz.
Son dönemlerde yerel yönetimler bu konuda yani gıda atıklarının değerlendirilmesi adına önemli çalışmalar da bulunuyorlar. Hatta daha ileriye giderek elde ettikleri hayvan yemlerini yine sokak hayvanlarına vererek başarılı çalışmalara imza atıyorlar. Bu anlamda yerel yönetimlerin de desteklenmesi gerektiğine inanıyorum.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yerel yönetimleri bu konuda desteklemesi gerekiyor. Sokak hayvanlarına sahip çıkan belediyelerimize katkı koymak görevimiz olsa gerek.
İsrafın önüne geçen hizmete kim imza atıyor ise onu takdir etmek lazım. Teşekkürler Tarım ve Orman Bakanlığı…

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.