HALİL İBRAHİM BAĞ
Fuarlar, ilk bakışta sadece ürün sergilenen ticari etkinlikler gibi görülebilir. Ancak gerçekte, bir ülkenin vitrini, şirketlerin sahne aldığı büyük arenası ve bölgesel kalkınmanın hızlandırıcısı konumundadır.
Fuarlar, özellikle KOBİ’ler için büyük fırsattır. Fiziksel olarak bir araya gelmek, numune göstermek, dokunmak ve yüz yüze konuşmak — e-ticaretin yapamayacağı şeyler. Sadece ürün değil, güven de pazarlanır.
Ayrıca fuarlar, ihracat hedefleyen firmaların global pazarlarla tanıştığı yerdir. Hangi ülke neye ihtiyaç duyuyor, hangi trend yükseliyor? Fuar koridorlarında yürürken bunları koklayabilirsiniz.
Her fuar, yapıldığı şehir için otel doluluğu, restoran hareketliliği, taksi trafiği ve doğrudan ekonomik katkı demektir. Antalya’daki turizm fuarı, İzmir’deki tarım fuarı ya da İstanbul’daki tekstil fuarı — hepsi bulundukları şehre can suyu olur. Kimi şehir fuarla anılır, kimisi fuar sayesinde markalaşır.
Fuarlar sadece ürün değil, bilgi ve trend de taşır. Paneller, seminerler, lansmanlar… Sektörün nabzını tutan herkes oradadır. Üniversiteler, girişimciler, yatırımcılar aynı çatı altında buluşur. Bu sinerji, inovasyonun doğum yeridir.
Zoom toplantılarıyla yürüyen iş dünyasında bile, yüz yüze temasın yerini hiçbir şey tutmuyor. El sıkışmak, göz göze gelmek, ürünü eline almak… Tüm bunlar bir “ilişki” kurmaktır ve satışın özü buradadır. Fuarlar bu bağı kurar.
Fuar düzenlemek de katılmak da maliyetlidir. Ama bu maliyet, doğru yönetildiğinde doğrudan yatırım, doğrudan tanıtım ve doğrudan kazanç demektir. Hele ki Türkiye gibi sanayi, tarım, turizm ve teknoloji potansiyeli yüksek bir ülke için fuarlar, sadece ticari değil; stratejik bir kaldıraçtır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.