Kent yöneticilerine açık çağrımdır

Kent yöneticilerine açık çağrımdır

ABONE OL
2 Temmuz 2025 14:27
Kent yöneticilerine açık çağrımdır
1

BEĞENDİM

ABONE OL

ÖMER ALPDOĞAN

Kent yöneticilerine açık çağrımdır

Sayın Adana Valimiz,
Sayın Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız,
Sayın Sarıçam Belediye Başkanımız,
Sayın İl ve İlçe Emniyet Müdürlerimiz,
Sayın Toroslar EDAŞ Yetkilileri,
Sarıçam ilçesi Tülekli Caddesi’nde yaşayan bizler, artık dayanacak gücümüzün kalmadığını belirtmek zorundayız. Bir yol düşünün ki, amacı insanlara kolaylık ve yaşam konforu sağlamakken tam tersi bir hâle dönüşmüş; huzursuzluğun, tehlikenin ve umursamazlığın merkezi olmuştur.
Tülekli Caddesi’nde geceleri yaşananlar, sıradan bir yaşam sorunu değil, toplumsal güvenlik sorunudur.
• Işıklandırma olmadığı için cadde zifiri karanlıktır.
• MOBESE kamerası bulunmadığı için hiçbir şekilde denetim yapılamamaktadır.
• Cadde, araç yarışlarının yapıldığı bir pist halini almış, gençler tarafından drift ve hız denemeleri için kullanılmaktadır.
• Yüksek sesle müzik, bağırışlar, küfürler mahalle sakinlerinin yaşam kalitesini sıfıra indirmiştir.
• Zaman zaman silah sesleri dahi duyulmaktadır.
• Araçlarla gece getirilen inşaat molozları yol kenarına dökülmekte, hem çevre kirliliği yaratmakta hem de caddeyi tehlikeli hale getirmektedir.
Bizler bu koşullarda yaşamaya mecbur değiliz.
Bu nedenle aşağıdaki taleplerimizin ivedilikle karşılanmasını istiyoruz:
1. 1. Caddenin boydan boya aydınlatılması,
2. 2. MOBESE kamera sisteminin kurulması,
3. 3. Mahalle bekçilerinin akşam ve gece saatlerinde düzenli devriye gezmeleri,
4. 4. Molozların kaldırılması ve dökülmesinin önlenmesi için etkin denetim yapılması.
Tüm bu önlemler alınmaz ve çözüm üretilmezse, bölgede yaşayan vatandaşlar olarak artık kendi tedbirlerimizi almak zorunda kalacağız. Ancak bu durumun daha büyük sorunlara yol açmaması adına, ilgili tüm kurumların sorumluluk almasını bekliyoruz.
Eğer bu taleplerimiz karşılanmayacaksa, cadde iptal edilmeli ve bölge eski haline döndürülmelidir.
Bu da mümkün değilse, bu magandalara karşı bizim alabileceğimiz yasal ve toplumsal önlemler konusunda önerilerinizi bekliyoruz.
Artık tek talebimiz var:
Huzurumuzu geri istiyoruz!

**

Saray Tarihçileri ve Gerçeklerin Gölgesi
Geçtiğimiz günlerde bir “saray tarihçisi”nin, Aslan’ın dört bin, Anadolu’nun ise bin yıldır Türk’e vatanlık yaptığını buyurması, tarihi bilmeyenlerin değil, bildiğini iddia edenlerin ne denli saptırıcı olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Görünen o ki, bazılarına göre tarihin gerçekliği değil, ideolojik konforu daha kıymetli. Tarih, sarayın himayesinde şekillenen bir masal değildir; bin yıllık süslemelerle değil, binlerce yılın izleriyle konuşur.
Anadolu’nun Türk yurdu oluşunu İslamiyet’e bağlamak ve bu coğrafyadaki Türk varlığını 1071 Malazgirt Savaşı’na indirgemek, hem Türk milletinin köklü tarihine hakarettir hem de Anadolu’nun kadim kimliğini görmezden gelmektir. Bu yaklaşım, tarihin büyük bir bölümünü yok sayarak “şirinlik” yarışına giren sözde tarihçilerin neye hizmet ettiğini sorgulatmaktadır.
Peki bu sözde tarihçiler, M.Ö. 2000’lerde Mezopotamya’nın kuzeyinde yaşayan ve Türklerle akrabalığı açıkça ortaya konmuş Turukkular’ınereye yerleştiriyor? Ya da Karadeniz’in kuzeyinden Trakya’ya ve Anadolu’ya kadar iz bırakan İskitleri (Saka Türklerini) İstanbul’un “değerli arazilerinde” görmezden gelmelerinin sebebi nedir?
Gerçek tarih; belgelerle, kültürel izlerle, dil ve gelenek devamlılığıyla ortaya konur. Ve bu tarih bize, Anadolu’nun en az 4275 yıldır Türk varlığına ev sahipliği yaptığını gösteriyor. Bu topraklardaki Türk izleri, ne saray tarihçisinin gönlünden geçen takvimle silinir, ne de resmi söylemlerin dar çerçevesine sığdırılabilir.
Asya ve Anadolu, tarihin erken çağlarından itibaren birbirinden kopmayan iki büyük Türk yurdudur. Bu iki kıta Türk milletinin kadim belleğinde bir bütünün parçalarıdır. Türk tarihini, sadece İslamiyet sonrası döneme hapsetmek isteyenler, ne yazık ki milletin hafızasını silmeye çalışanlardır.
Ama unuttukları çok önemli bir şey var:
Tarihin değişmez bir huyu vardır; er ya da geç gerçekleri ortaya çıkarır.
Ve o gün geldiğinde, bugünün kerameti kendinden menkul tarihçileri sadece bir alıntının dipnotu olarak anılacaktır. Sahte söylemler, gerçeklerin tokadından kurtulamayacaktır.
Anadolu, bin yıl değil, binlerce yıldır Türk’ündür.
Ve bunu değiştirmeye ne kalem yeter, ne de saray fısıltısı.

**
Mevlüt Abinin Not Defteri
Otobüste Sauna Keyfi
Sabah sabah işe yetişme telaşıyla evden çıktım. Her zamanki gibi toplu taşıma otobüsüne bindim. Aman Allah’ım! Kapıdan içeri bir adım attım, kendimiHamamönü’nde tellakların arasında buldum sanırsınız! Dışarısı 30 derece ama otobüsün içi… Vallahi ben diyeyim 50, siz deyin 60 derece. Hatta şöyle söyleyeyim; içeri girer girmez yeleğim kendini yere attı, “Ben dayanamam buna Mevlüt abi” diye yalvardı.
Ter dediysem öyle böyle değil… Sanki otobüste değil, buhar odasına binmişim. Öyle bir terledim ki, yanımdaki teyze bana bakıp “Evladım sen balık mıydın da sudan çıktın?” dedi. O an düşündüm, “Bu kadar hizmetin arkasında bir büyük akıl olmalı” diye. Evet! Hüseyin Abim! Bizi düşünmüş sağ olsun, “İnsanlar hayat pahalılığı yüzünden saunaya, hamama gidemiyor, madem öyle ben hamamı onların ayağına getireyim” demiş. Helal olsun!
Tüm buharı ciğerime çekerken aklıma bir fikir geldi. Dedim, “Bu kadar terlemişim, bari bir kese atayım.” Allah’tan çantamda küçük bir kese taşıyordum (her an her şeye hazırlıklı olmak gerek). Çıkardım, şöyle bir omuz başlarını ovaladım, sırta da vurduk mu tamam! Ama bir eksik var: duş yok!
Düşünüyorum, otobüslerin iniş kapılarına birer duş başlığı eklense, yolcu inerken hem duşunu alsa hem de mis gibi ferahlasa… Tam bir SPA hizmeti! Sabah hamam, akşam buhar, aralarda durak molalarında nane limon ikramı… Değme lüks otobüse!
Ben bu yazıyı yazarken içim hâlâ buğulu. Ama umudumu yitirmiyorum. Hüseyin Abim böyle vizyoner bir hizmete imza attıysa, duş sistemini de yakında getirir diye umut ediyorum.
Şimdiden sabırsızlanıyorum: “Duraklarda şampuan satışı başlarsa şaşırmam!”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.