12 Ekim 2025 Pazar
Adana denince akla ilk olarak kebap, şalgam ve sıcağı geliyor. Tamam bunda bir sakınca yok. Oysa kentimizin mutfağının yanı sıra doğa turizmi potansiyeli de var. İşte bu doğa turizmi istenilen ölçüde değerlendirilmiyor.
Düşünün; Karaisalı’daki Varda Köprüsü hem tarihi hem de çevresindeki manzarasıyla nefes kesici bir nokta. Yanı başında yer alan Kapıkaya Kanyonu, doğa yürüyüşü, kampçılık ve fotoğrafçılık için adeta biçilmiş kaftan. Peki kaç turist bu güzelliklerden haberdar?
Yine Seyhan Baraj Gölü çevresi, su sporları ve doğa aktiviteleri için eşsiz bir alan. Ne yazık ki bu güzellikler tanıtım eksikliği ve yetersiz yatırımlar nedeniyle gölgede kalıyor. Oysa birkaç iyi düzenlenmiş yürüyüş parkuru, bisiklet yolu, kamp alanı ve tanıtım kampanyasıyla Adana, doğaseverlerin uğrak noktası olabilir.
Adana’nın sahilleri de ayrı bir hazine. Karataş ve Yumurtalık koyları, CarettaCaretta kaplumbağalarına ev sahipliği yapıyor. Bu sadece turizm için değil, aynı zamanda ekoturizm ve doğa bilinci için de büyük bir değer. Dünyada insanlar binlerce kilometre yol kat edip kaplumbağa gözlemi yapmaya gelirken, biz bu değeri henüz tam anlamıyla değerlendiremiyoruz.
Kentin doğa turizmi için atılacak adımlar belli: Doğal alanların korunarak turizme kazandırılması, profesyonel tanıtım çalışmaları ve doğa sporlarını teşvik eden yatırımlar… Eğer doğru adımlar atılırsa, Adana sadece kebabıyla değil, doğasıyla da dünya çapında anılan bir şehir olabilir.