CHP Adana İl Başkanvekili Yüksel Karaaslan, Suriyelilere vatandaşlık verilmesinin Türkiye’nin genleriyle oynamak anlamına geldiğini belirterek, “Savaştan kaçan Suriyelilere elbette ki kucak açacağız ancak 3 milyon Suriyeliye vatandaşlık hakkının verilmesi sosyal dokunun bozulmasına ve ciddi güvenlik sorunlarına neden olabilir. Yapılması gereken vatandaşlık hakkı verilmesi değil Suriye’deki savaşın sonlandırılması için çaba gösterip, barış ortamının sağlanmasının ardından da Suriye’nin onarılması ve savaştan kaçan Suriyelilerin ata topraklarına kendi istekleriyle ve gönül rahatlığıyla dönmelerinin sağlanmasıdır” dedi.
“SURİYELİLER SAVAŞIN KARANLIK YÜZÜNDEN KAÇIP TÜRKİYE’YE SIĞINDILAR”
CHP Adana İl Başkanvekili Yüksel Karaaslan yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık hakkı verileceği yönündeki açıklamasının ardından başlayan tartışmaları değerlendirdi.
Suriyelilerin ülkelerindeki savaştan ailelerinin canlarını kurtarmak için kaçıp Türkiye’ye sığındığına dikkati çeken Karaaslan, savaştan kaçan Suriyelilere hiç kimsenin karşı olamayacağını söyledi. Karaaslan, “Çünkü onlar ölümden, açlıktan, sefaletten yani savaşın karanlık yüzünden kaçıyorlar. Suriyelileri Türkiye’de istemiyoruz demek ne vicdana ne de insanlığa sığar” diye konuştu.
“SURİYELİLERİN YAŞAM KOŞULLARI İYİLEŞTİRİLMELİ”
Suriyeli sığınmacıların büyük bir bölümünün Türkiye’de insanlık dışı koşullarda yaşam mücadelesi verdiğine dikkati çeken Karaaslan, hükümetin savaş sona erene kadar Türkiye’deki sığınmacıların barınma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi yönünde adımlar atması, çocukların eğitimi gibi konularda gerekli önlemleri alıp, toplumsal dokunun zedelenmesine yol açacak durumları da engellemesi gerektiğini ifade etti.
“OY İÇİN VATANDAŞLIK HAKKI VERİLİYORSA BU TÜRKİYE’YE İHANETTİR”
Siyasal iktidarın bu kararla, Suriyelilerin Avrupa Birliği ülkelerine gitmesinin önlenmesi karşılığında AB’den 3 milyar Euro yardım almasını öngören anlaşma çerçevesinde AB ülkelerini rahatlattığını belirten Karaaslan, vatandaşlık hakkı verilmesiyle 3 milyon Suriyelinin seçimlerde oy kullanabileceğinin altını çizdi. Karaaslan, “Eğer iktidar Suriyelilere vatandaşlık hakkını Cumhuriyet rejimini yıkıp yerine Başkanlık rejimini getirmek için veriyorsa bu hem Türkiye’ye ve bizim insanımıza karşı açık bir ihanettir” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’NİN GENLERİYLE OYNANIYOR”
Savaştan kaçıp Türkiye’ye geçici olarak sığınan 3 milyon Suriyeliye vatandaşlık hakkı verilmesinin Türkiye’nin genleriyle oynamak anlamına geldiğini kaydeden Karaaslan, şöyle devam etti:
“Suriyelilere vatandaşlık hakkı verilmesi ülkemizin sosyal dokusunun bozulmasına neden olacaktır. Çünkü ciddi oranda güvenlik riski var. Ülkemizdeki 3 milyon Suriyelinin hangisinin terörist, hangisinin masum olduğunu ne yazık ki iktidar da dahil olmak üzere hiç kimse bilmiyor. Birkaç gün önce Hatay Reyhanlı’da 2 Suriyeli yaptıkları bombanın patlaması sonucu öldü. Bu bile riskin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Ayrıca bu, büyük kentlerde gettolar oluşmasına, dolayısıyla kamplaşmalara ve gerilimlere yol açmasına da neden olabilecek bir durum. Toplumsal çatışmaların ortaya çıkma riski de çok yüksek. Geçtiğimiz günlerde Konya’da yaşanan çatışmada bir Suriyeli, bir de Türk vatandaşı hayatını kaybetti. Yine Şanlıurfa’da buna benzer bir durum yaşandı. Bu tür olaylar daha büyük toplumsal çatışmaların habercisi olabilir.”
“SURİYELİLERLE YERLİ ESNAF KARŞI KARŞIYA GELİYOR”
Adana’da Suriyeli mahalleleri ve Suriyeli caddelerinin oluştuğuna dikkati çeken CHP Adana İl Başkanvekili Yüksel Karaaslan, kayıt dışı ekonomik faaliyetleri nedeniyle Suriyelilerle yerli esnafın karşı karşıya geldiğini vurguladı.
SORU İŞARETLERİ
Vatandaşlık hakkının verilmesi durumunda birçok konuyla ilgili soru işaretlerinin var olduğuna işaret eden Karaaslan, “Vatandaşlık verilen Suriyeli çocuklara hangi dilde eğitim verilecek? Okullarımızdaki resmi eğitim dili Türkçe ve başka bir dilde eğitim verilmesi yasalara göre mümkün değil. Türkçe bilmeyen çocuklara nasıl kendi dillerinde eğitim verilecek? 6 milyon işsiz yurttaşımız varken, 3 milyon Suriyeliye nasıl iş olanağı yaratılacak? Barınma sorunları nasıl çözülecek? TOKİ konutlarının Suriyelilere ücretsiz olarak verilmesi sosyal adalete darbe vurur. Ülkemizde ev sahibi olma hayali kuran binlerce emekli, asgari ücretli var. Şehit ailelerinin yaşadıkları evler ortada. Şehit ailelerine verilen TOKİ konutları için bile para istenirken Suriyelilere nasıl ücretsiz olarak TOKİ konutları verilecek? Terör örgütünün etkin olduğu Doğu’da ya da Güneydoğu illerinde barındırma fikri de yanlış. Savaştan kaçan bu insanları PKK terör örgütüyle karşı karşı getirip, çatışma ortamının içine itmek hangi vicdana sığar?” sorularını yöneltti.
“İKTİDAR SURİYE’DEKİ SAVAŞI KÖRÜKLEYEN ANLAYIŞTAN VAZGEÇMELİ”
Yapılması gereken ilk işin Suriye’deki savaşı sonlandırmak olduğunu dile getiren Yüksel Karaaslan, siyasal iktidarın savaş ortamını körükleyecek söylemlerden ve girişimlerden vazgeçip Cenevre görüşmelerinin barışla sonlandırılması için çaba göstermesi gerektiğini kaydetti.
Karaaslan, “Suriye’deki savaşı desteklemek Müslümanı Müslümana kırdırmaktan başka bir anlayış değildir. Bugüne kadar hükümetin izlediği Suriye politikası da ne yazık ki budur” dedi.
“YAPILMASI GEREKEN SAVAŞI SONLANDIRMAKTIR”
Hükümetin de diğer siyasi partilerin de sivil toplum kuruluşlarının da halkın da Suriye’deki savaşın bir an önce bitirilmesi ve barış ortamının sağlanması için her türlü çabayı göstermesinin bir zorunluluk olduğunu belirten Karaaslan, şunları söyledi:
“Suriye’de barışın sağlanmasının ardından başta Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’in Suriye’nin yeniden onarımı için sorumluluk alması lazım. Suriye’de insanların insanca yaşayabileceği konutların inşa edilmesi, Suriyelilerin kendi vatanlarına, evlerine, topraklarına isteyerek dönmesinin sağlanması gerek. Hiç kimse doğduğu, büyüdüğü ata topraklarını terk etmek istemez. Suriyeliler de savaştan dolayı çoluğunu, çocuğunu kurtarmak için zorunlu olarak ata topraklarından kaçıp ülkemize sığınıyorlar. Savaştan kaçan Suriyelilere değil, Suriyelilerin ülkelerinden kaçıp buraya gelmelerine neden olan, savaşı körükleyen, oraya silah gönderenlere tepkimizi göstermemiz gerek.”
“SURİYELİLER SAVAŞIN KARANLIK YÜZÜNDEN KAÇIP TÜRKİYE’YE SIĞINDILAR”
CHP Adana İl Başkanvekili Yüksel Karaaslan yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık hakkı verileceği yönündeki açıklamasının ardından başlayan tartışmaları değerlendirdi.
Suriyelilerin ülkelerindeki savaştan ailelerinin canlarını kurtarmak için kaçıp Türkiye’ye sığındığına dikkati çeken Karaaslan, savaştan kaçan Suriyelilere hiç kimsenin karşı olamayacağını söyledi. Karaaslan, “Çünkü onlar ölümden, açlıktan, sefaletten yani savaşın karanlık yüzünden kaçıyorlar. Suriyelileri Türkiye’de istemiyoruz demek ne vicdana ne de insanlığa sığar” diye konuştu.
“SURİYELİLERİN YAŞAM KOŞULLARI İYİLEŞTİRİLMELİ”
Suriyeli sığınmacıların büyük bir bölümünün Türkiye’de insanlık dışı koşullarda yaşam mücadelesi verdiğine dikkati çeken Karaaslan, hükümetin savaş sona erene kadar Türkiye’deki sığınmacıların barınma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi yönünde adımlar atması, çocukların eğitimi gibi konularda gerekli önlemleri alıp, toplumsal dokunun zedelenmesine yol açacak durumları da engellemesi gerektiğini ifade etti.
“OY İÇİN VATANDAŞLIK HAKKI VERİLİYORSA BU TÜRKİYE’YE İHANETTİR”
Siyasal iktidarın bu kararla, Suriyelilerin Avrupa Birliği ülkelerine gitmesinin önlenmesi karşılığında AB’den 3 milyar Euro yardım almasını öngören anlaşma çerçevesinde AB ülkelerini rahatlattığını belirten Karaaslan, vatandaşlık hakkı verilmesiyle 3 milyon Suriyelinin seçimlerde oy kullanabileceğinin altını çizdi. Karaaslan, “Eğer iktidar Suriyelilere vatandaşlık hakkını Cumhuriyet rejimini yıkıp yerine Başkanlık rejimini getirmek için veriyorsa bu hem Türkiye’ye ve bizim insanımıza karşı açık bir ihanettir” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’NİN GENLERİYLE OYNANIYOR”
Savaştan kaçıp Türkiye’ye geçici olarak sığınan 3 milyon Suriyeliye vatandaşlık hakkı verilmesinin Türkiye’nin genleriyle oynamak anlamına geldiğini kaydeden Karaaslan, şöyle devam etti:
“Suriyelilere vatandaşlık hakkı verilmesi ülkemizin sosyal dokusunun bozulmasına neden olacaktır. Çünkü ciddi oranda güvenlik riski var. Ülkemizdeki 3 milyon Suriyelinin hangisinin terörist, hangisinin masum olduğunu ne yazık ki iktidar da dahil olmak üzere hiç kimse bilmiyor. Birkaç gün önce Hatay Reyhanlı’da 2 Suriyeli yaptıkları bombanın patlaması sonucu öldü. Bu bile riskin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Ayrıca bu, büyük kentlerde gettolar oluşmasına, dolayısıyla kamplaşmalara ve gerilimlere yol açmasına da neden olabilecek bir durum. Toplumsal çatışmaların ortaya çıkma riski de çok yüksek. Geçtiğimiz günlerde Konya’da yaşanan çatışmada bir Suriyeli, bir de Türk vatandaşı hayatını kaybetti. Yine Şanlıurfa’da buna benzer bir durum yaşandı. Bu tür olaylar daha büyük toplumsal çatışmaların habercisi olabilir.”
“SURİYELİLERLE YERLİ ESNAF KARŞI KARŞIYA GELİYOR”
Adana’da Suriyeli mahalleleri ve Suriyeli caddelerinin oluştuğuna dikkati çeken CHP Adana İl Başkanvekili Yüksel Karaaslan, kayıt dışı ekonomik faaliyetleri nedeniyle Suriyelilerle yerli esnafın karşı karşıya geldiğini vurguladı.
SORU İŞARETLERİ
Vatandaşlık hakkının verilmesi durumunda birçok konuyla ilgili soru işaretlerinin var olduğuna işaret eden Karaaslan, “Vatandaşlık verilen Suriyeli çocuklara hangi dilde eğitim verilecek? Okullarımızdaki resmi eğitim dili Türkçe ve başka bir dilde eğitim verilmesi yasalara göre mümkün değil. Türkçe bilmeyen çocuklara nasıl kendi dillerinde eğitim verilecek? 6 milyon işsiz yurttaşımız varken, 3 milyon Suriyeliye nasıl iş olanağı yaratılacak? Barınma sorunları nasıl çözülecek? TOKİ konutlarının Suriyelilere ücretsiz olarak verilmesi sosyal adalete darbe vurur. Ülkemizde ev sahibi olma hayali kuran binlerce emekli, asgari ücretli var. Şehit ailelerinin yaşadıkları evler ortada. Şehit ailelerine verilen TOKİ konutları için bile para istenirken Suriyelilere nasıl ücretsiz olarak TOKİ konutları verilecek? Terör örgütünün etkin olduğu Doğu’da ya da Güneydoğu illerinde barındırma fikri de yanlış. Savaştan kaçan bu insanları PKK terör örgütüyle karşı karşı getirip, çatışma ortamının içine itmek hangi vicdana sığar?” sorularını yöneltti.
“İKTİDAR SURİYE’DEKİ SAVAŞI KÖRÜKLEYEN ANLAYIŞTAN VAZGEÇMELİ”
Yapılması gereken ilk işin Suriye’deki savaşı sonlandırmak olduğunu dile getiren Yüksel Karaaslan, siyasal iktidarın savaş ortamını körükleyecek söylemlerden ve girişimlerden vazgeçip Cenevre görüşmelerinin barışla sonlandırılması için çaba göstermesi gerektiğini kaydetti.
Karaaslan, “Suriye’deki savaşı desteklemek Müslümanı Müslümana kırdırmaktan başka bir anlayış değildir. Bugüne kadar hükümetin izlediği Suriye politikası da ne yazık ki budur” dedi.
“YAPILMASI GEREKEN SAVAŞI SONLANDIRMAKTIR”
Hükümetin de diğer siyasi partilerin de sivil toplum kuruluşlarının da halkın da Suriye’deki savaşın bir an önce bitirilmesi ve barış ortamının sağlanması için her türlü çabayı göstermesinin bir zorunluluk olduğunu belirten Karaaslan, şunları söyledi:
“Suriye’de barışın sağlanmasının ardından başta Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’in Suriye’nin yeniden onarımı için sorumluluk alması lazım. Suriye’de insanların insanca yaşayabileceği konutların inşa edilmesi, Suriyelilerin kendi vatanlarına, evlerine, topraklarına isteyerek dönmesinin sağlanması gerek. Hiç kimse doğduğu, büyüdüğü ata topraklarını terk etmek istemez. Suriyeliler de savaştan dolayı çoluğunu, çocuğunu kurtarmak için zorunlu olarak ata topraklarından kaçıp ülkemize sığınıyorlar. Savaştan kaçan Suriyelilere değil, Suriyelilerin ülkelerinden kaçıp buraya gelmelerine neden olan, savaşı körükleyen, oraya silah gönderenlere tepkimizi göstermemiz gerek.”