Bir mağazaya gidip bir gömlek almak istiyorsunuz ve satış görevlisi farklı model ve renk seçenekleriyle onlarca ürünü size sunuyor. Hatta gömlek yanında onunla kombin yapabileceğiniz başka ürünler de öneriyor. Ya daonline alışveriş yaptığınızı varsayalım, bir dakika içerisinde ekranda sizin için yüzlerce seçenek sıralanıveriyor. Her seçenek ile yeni bir özellik ortaya çıktığından, bu özelliklere ihtiyacınız olmasa da istek duymaya başlıyorsunuz ve bu da beklentilerinizin artmasına sebep oluyor. En doğru seçimiyapabilmek ve pişman olmamak için her birinin özelliğini ve fiyatını diğerleriyle dikkatlice kıyaslıyorsunuz.Ama bir türlü karar veremiyorsunuz değil mi? Hangisini seçerseniz seçin geride bıraktığınız diğer alternatiflerin daha iyi olma olasılığı yaptığınız seçimden yeterince tatmin olmanızı engelliyor. Bir de bunun için harcadığınız tüm o zamanı ve enerjiyi ve karar verememekten dolayı yaşadığınız stresi düşünün. Şimdi durumu daha iyi kavradınız mı?
BarrySchwartz'ın ortaya attığı Seçim Paradoksu'na göre insana daha fazla özgürlük sunuyor gibi görünen "bol seçeneğe sahip olma" durumu, aslında karar vermemizi güçleştiriyor ve daha mutsuz olmamıza sebep oluyor.
Modern hayatın ve serbest piyasa ekonomisinin sonucu olarak hemen her alanda karşı karşıya kaldığımız seçenek bolluğu nedeniyle günlük kararlarımız giderek daha karmaşık hale geliyor.Bu sabah acaba hangi kahveyi içsem diye düşünerek zaman harcıyor, markette basit bir ürünü bile seçmek için rafların önünde dakikalarca dikiliyoruz. Bir de yaptığımız seçimin yanlış olduğunu fark ettiğimizde vay halimize, diğerini seçmediğimiz için kendimize kızıp duruyoruz. Özgürlüğümüz gibi görünen seçenekler en nihayetinde özgürlüğümüzü kısıtlar hale geliyor.
BarrySchwartz, bunu engellemek için öncelikle durumun farkına varmamız gerektiğini söylüyor. Bazı standart kararlarımız olması gerektiğini, hayatı basitleştirip seçeneklerimizi daraltarak aslında daha özgür olabileceğimizi savunuyor. Önemli seçeneklere odaklanıp diğerlerini görmezden gelme disiplini edinmek, en iyiyi aramak yerine ‘yeterince iyi’yi aramak, başkalarının ne düşündüğüyle daha az ilgilenmek karar vermemizi kolaylaştıracak ve yaptığımız seçimlerden dolayı daha fazla mutlu olmamızı sağlayacaktır.
Facebook kurucusu Mark Zuckerberg’e neden her gün aynı gri tişörtü giydiği sorulduğunda "Giydiklerinize ve yediklerinize karar vermek çok fazla enerjinizi alıyor.Hayatımı bu topluluğa nasıl en iyi şekilde hizmet edebileceğim hariç her şey hakkında en az seçim yapmak zorunda kalacağım şekilde sadeleştirmeyi istiyorum" cevabını veriyor.
‘Az çoktan fazladır’ diyerek hepinize sade ve mutlu bir yaşam diliyorum .
Sevgilerimle,