Belediyelerin ve kamu kurumlarının en büyük sorumluluğu kamu yararına işleri yapmak ve bunu yaparken de asla herhangi bir kâr amacı gütmemektir.
Bu kapsamda vatandaşın faydasına olacak herhangi bir şey belediyelerin ya da kamu kurumlarının zararına da olsa o şeyi yapmak zorundadırlar.
Adana Şehir Hastanesi, açıldığı günden bu yana hem şehrin hem de bölge şehirlerin hasta yükünü çekiyor. Tabi burada hem yapımında yüklenici firmaya verilen sözler hem de tedavide kullanılan cihazların kalitesi ve personel anlayışı da etkili.
En önemlisi de bir araştırma hastanesi olarak Balcalı gibi artık Türkiye’ye mal olmuş bir hastane ile rekabet halinde olması. Bu yüzden birçok hasta (ki bunların çoğunluğu 65 yaş üzeri insanlar) Balcalı’da herhangi bir nedenden dolayı tedavi olamazsa Şehir Hastanesi’ne gidiyor.
Gidiyor gitmesine de eğer hasbel kader yanlışlıkla Balcalı Özel Halk Otobüsleri'ne (Adanalıların deyimiyle turuncu otobüslere) bindiler mi işte o zaman analarından emdikleri süt burunlarından geliyor.
Çünkü o turuncu otobüsler Adana Şehir Hastanesi’ne uğrayamıyor. Bu yüzden yaklaşık 1 km ötedeki durakta inen hasta ve yaşlı insanlar, hele bir de yanlarında küçük çocuk varsa doğduklarına pişman oluyorlar.
Adana sıcağı herkesin malumu, o bölgeye insanların çoğu zaten hastanelerde tedavi bulmak için gidiyorlar ancak neredeyse sağlam adamın hasta olacağı bir düzen var ortada.
Çok zor değil. Olmayacak bir şey de değil. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar kararlı bir duruşla bu sorunu çözebilir.
Bu konuda maddi olarak kimin ne kazanacağı ya da kaybedeceğinden ziyade Adanalıya faydasını düşünmeliyiz.
Buradan hem Adana Valisi Süleyman Elban’a, hem Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’a hem de UKOME yetkililerine çağrıda bulunalım. Gelin bu sorunu çözün, milletin hayır duasını alın. Turuncu otobüsler de şehir hastanesine uğrasın ve sonra üniversiteye gitsin veya sete çıkıp çarşıya dönsün.
ADANA VALİSİ SÜLEYMAN ELBAN İLE 30 DAKİKA
Çukurova Barış Gazetesi’nin sahipleri Özcan Aladağ ve Durmuş Ali Başkan ağabeylerimle birlikte Adana Valisi Süleyman Elban ile bir görüşme yaptık. Bu görüşme aslında bir “Hayırlı olsun” ziyareti olduğu için gazetecilik namına çok güzel işler yaptığımızı söyleyemem.
Genelde ilk tanışmalar karşılıklı yapma tebessümler ve iki tarafın da birbirini tanımaya çalıştığı niyet okumalar şeklinde olur.
O yüzden ben işin gazetecilik boyutunu bir kenara bırakarak izlenimlerimi yazmak istiyorum;
Önce görüşmenin olumlu yanları;
* Süleyman Elban vizyoner bir bakış açısına sahip.
* Kendisine çok güveniyor ve başarılı olabileceğine inanıyor.
* Çevresindeki bürokratların ve şehri domine eden yönetici ve iş adamlarının da hemen olmasa bile zamanla kendisi gibi düşüneceğine dair kanaati var.
* Adana’nın sorunlarını kısa sürede kavradığı ve bunu çözecek iradeyi ortaya koyacağı hissini veriyor.
Bunlar güzel ve inşallah en kısa zamanda gerçekleşebilecek şeyler.
Ziyaretimiz sırasında gözüme çarpan birkaç olumsuzluk da vardı. Şimdi de kısaca onları yazayım;
* Vali Bey’e misafirleri hakkında herhangi bir bilgi verilmediği anlaşılıyor
* Vali Bey’in odasında İstanbul’dan yayın yapan bir televizyon kanalı açıktı. Bence bu yanlış. Şehirden haberleri şehrin televizyonlarından öğrenebilir.
Ben, Süleyman Elban ile daha önce de konuşmuş ve bakış açısını bilen birisi olarak görüşmeden memnuniyetle ayrıldım. İnşallah Vali Bey ile ilgili ümitlerimizde hayal kırıklığı yaşamayız. Daha önce de yazmıştım yineleyerek bitireyim; İnşallah Süleyman Elban şehrimizden ayrılırken tebriklerimiz, eleştirilerimizi aşar ve biz kendisini bu şehirden dualarla uğurlarız.
RESMİ KURUMLARDAN TESCİL ALMAK KOLAY ŞALGAMCI
Bu pandemi süreci hepimizi değiştirdi. Adana’da hemen her konuda çok ilginç şeyler yaşıyoruz. Hele de futbolda yaşadıklarımızı yazmaya kalksak her gün sayfalar doldurmamız gerekir ki meramımızı tam olarak anlatabilelim.
Düşünebiliyor musunuz? Şehrin en köklü iki kulübünden birisi küme düşüyor kimseden çıt yok. Bir diğeri Süper Lig mücadelesi veriyor şehirde birkaç yerde o da takım yöneticilerinin desteğiyle bayraklar asılmış onun dışında kimsenin umurunda değil.
Bu iki durum geçen senelerde yaşansa yer yerinden oynardı.
Bu iki durum eskiden olsa iş adamları, belediye başkanları galibiyet primlerini çoktan açıklamışlardı bile. Şimdiyse hepsi sus pus. Geçtiğimiz haftalarda da yazdım ya; herhalde Adana Demirspor'un şampiyonlukkupasını almasını bekliyorlar ki poz verirken bir ucundan tutup; "Ben kazandırdım" havasına girebilsinler.
Gerçi kime neyi anlatmaya çalışıyorum ki; Geçtiğimiz günlerde Adana şalgamının tescilini aldık diye övünen o çok bilindik firma değil miydi daha birkaç sene önce Adana takımları dururken gidip Gaziantepspor’a sponsor olup milyonlarca lira veren?
Ekmeği bu şehirden kazanın, bu şehrin insanlarının sırtından servetinize servet katın, bu şehrin her türlü nimetlerinden yararlanın ama sonra gidip o kazandıklarınızı bu şehrin rakiplerine harcayın.
Hadi o özel bir firma. Şalgamın tescilini aldık diye biraz da caka satar, birkaç reklam verir bunları unutturur da Büyükşehir Belediyesi’ne ne oluyor? Hani paramız yoktu da Zeydan Başkan para biriktirmek için hiçbir hizmet yapmıyordu. Sinekle bile mücadele etmiyordu kasada para yok diye. Büyükşehir’in otobüslerini neden Hatayspor’a veriyor o zaman?
Sonra da biz yakınıp duruyoruz bu şehir niye gelişmiyor diye. Gelişmez tabi. Şehrin kaymağını yedikten sonra o kaymağı başka şehirlere aktarırsanız bu şehir tabi gelişmez, tabi sahipsiz kalır.
Adana Demirspor’un Play-Off maçlarına 'Sahipsiz Adana' göğüs bandı ile çıkmasını teklif ediyorum. Belki o zaman tescilli şalgamcılar utanır da bu kez şehrin takımına sponsor olur.
ASIL GERÇEKLERİ GİZLİYORSUNUZ AMA
* Kadınları asıl öldüren, toplumu ve aileyi bitiren İstanbul Sözleşmesi’dir.
* Kadınları en çok feminizm adı altında birleşen kadınlar mağdur ediyor.
* Birisi bir şeyden çok bahsediyorsa bilin ki ondan nemalanıyor; HDP Milletvekilinin tecavüzcü çıkması ve HDP’li kadın milletvekillerinin tecavüzcüyü koruyup kollaması örneğindeki gibi.
KUTLU OLSUN AYASOFYA
* Ayasofya meselesi siyasi bir mesele değildir.
* Ayasofya meselesi Tayyip Erdoğan’ın şahsi meselesi değildir.
* Ayasofya meselesi tam bağımsızlığımıza yönelik atılmış çok önemli bir adımdır.