Adana'nın makus talihi meselesini her ortamda duymuşsunuzdur. Hatta ben bile bununla ilgili bir kaç yazı yazdım bu köşede.
Valiler, milletvekilleri, belediye başkanları, siyasi parti il başkanları, bürokratlar, meclis üyeleri gibi şehrin yönetiminde söz sahibi olan insanların büyük çoğunluğunun hataları sonrasında tarıma da, hayvancılığa da elverişli belki de dünyanın en bereketli topraklarına sahip, masmavi sularıyla denizi de yemyeşil ağaçlarla kaplı buz gibi havasıyla yaylaları da olan, içinden bir gerdanlık gibi geçen iki nehri bulunan, gastronomi anlamında tadına doyulmaz yüzlerce çeşit yemeği ile damak çatlatan bu kent maalesef basiretsiz yöneticiler nedeniyle çok sıkıntılı bir dönemler yaşadı/yaşıyor.
İş başına gelen bir çok yöneticinin büyük büyük laflar edip küçücük işlere dahi imza atamadığı, ardından teneke bağlanarak uğurlandığı ve bir daha adının dahi anılmadığı bu şehirde işletmeler kapandı, tarım ve hayvancılık bitirildi, yaz ve kış turizmi namına hemen hemen hiç bir şey yapılmadı ve işsizlik aldı başını gitti.
Plansız göçlerle değişen demografik yapısı nedeniyle beyin göçünü sonuna kadar yaşayan Adana'da son zamanlarda umut veren değişimler yaşanıyor.
Valilerimiz, milletvekillerimiz ve belediye başkanlarımız ile ilgili düşüncelerimi sonraki yazılarıma bırakmak kaydıyla bugün biraz daha bürokratik değişimden bahsedeyim.
"Önce sağlık" diyerek Sağlık İl Müdürlüğü ile başlayalım. Pandemi koşullarında cansiperane bir şekilde hizmet veren sağlık emekçilerinin başarısını anlatmaya gerek var mı? Bütün bu başarı elbette ekip işi ancak ortada bir başarı varsa o ekibin başı da çok önemli. Halil Nacar göreve geldikten sonra kurumda yaşanan değişimler sahaya da yansıdı. Adana haftalardır her 100 bin kişiye düşen koronavirüs vakasını gösteren insidans haritasına göre Türkiye'nin en başarılı üç şehri arasında. Üstelik Halil Nacar'ın bu dönemde virüse yakalanması ve ciddi bir şekilde hastalık yaşamasına rağmen.
Hatırlayacaksınız Gençlik Spor İl Müdürlüğüne 3 günde 4 isim atanmıştı. Sonra Muzaffer Çintimar geldi ve şehirde bambaşka bir hava esmeye başladı. Şimdi bu alanda herkes mutlu.
Ardından Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne Nevzat Özer atandı. Kurumun dışarıya yansıyan yüzü değişti. Yardımcıları ile birlikte öyle bir kurum oluşturdular ki herkesin takdirini kazanıyorlar. Yapılmayanı yapıyorlar.
İl Müftümüz Dr. Hasan Çınar da dertli bürokratlardan. Halkla arası iyi. STK'lar ne zaman yardım istese milletin hizmetinde. Acı tatlı günlerinde vatandaşların yanında. Adana' ya kazandırdığı eserler bile ona ahiret yatırımı olarak yeter diye düşünüyorum.
Yine gözden ırak da olsa aslında hepimiz için çok önemli bir kurum olan İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü'ne bir kaç yıl önce atanan Hüsamettin Erkınay sessiz ve derinden yaptığı başarılı çalışmalarla kurumu çok önemli noktalara getirdi. Diğer bazı kamu kurumları gibi 8-5 değil de sanki 7/24 çalışan bir kurum oldu Nüfus ve Vatandaşlık İl Müdürlüğü..
Bununla birlikte şehrimizde daha önceki dönemlerden itibaren görev yapan ve kurumlarını başarılı bir şekilde yöneten isimler de var.
SGK İl Müdürü Bilal Canbolat bu önemli isimlerden biri. Pandemi sürecinde SGK'da ortaya koydukları performans çok önemliydi. Vatandaşların sorunlarını en hızlı bir şekilde çözüyorlar. Emeklilik için artık öyle aylarca beklemeye gerek kalmadı.
Sivil Toplumla İlişkiler İl Müdürü Recep Kurdoğlu'nun da yıllardır aynı görevde olması başarısının bir yansıması. Devlet ile milleti buluşturan bir köprü konumundaki kurum önemli işler başarıyor. Recep Bey'i sanırım muhatap olup da sevmeyen yoktur.
Gençlik Merkezleri'ne de ayrı bir parantez açmam lazım. Mehmet Tosun'un yönetimindeki bu kurumlar adeta dünyadaki diğer emsal kurumlarla yarışıyor. Mehmet Tosun'un görevi devraldığından bu yana yaptığı hizmetleri yazmaya kalksam bu sayfalar yetmez sanırım.
Bir de sessiz ama derinden işini iyi yapan kurum müdürlerimiz var. Bu kurumların başındaki insanlar pek basın ile ilişki kurmayı sevmezler. Kendilerine verilen işi en iyi şekilde yapma gayretindedirler.
Bütün bu bürokratlara bir teşekkür borcumuz var. Çoğu Adanalı değil ama bir Adanalı'dan daha fazla şehre hizmet eden insanlar.
Yeni atanan bazı kurum müdürleri ile ilgili bir şey yazmak için ise henüz erken.
Bir de kendi reklamından başka bir şey bilmeyenler var. Ya da yıllardır bir makamı işgal eden ama mesai doldurmaktan başka bir şey yapmayanlar...
Onlardan daha kötüsü, başında bulunduğu kurumun adını kirleten ve bir çok dedikoduya sebebiyet veren kurum müdürleri de var. Bu isimlerin bir an önce değişmesini ve bu kente katma değer sağlayacak kişilerin iş başına gelmesini umut ediyorum. Tabi dedikoduların da bertaraf edilmesi için bu kişilerin yaptığı işler iyi araştırılmalı.
Hala bir yöneticisi olmayan kurumlarımız da var. Onları da unutmuş değilim. Siyasi çekişmelerden fırsat kalırsa onlara da bir an önce devlet ve millet sevdalısı isimlerin atanmasını umut ediyorum.
Adana'yı eski Adana'ya döndürmemiz lazım. Bunu da hep birlikte başarabiliriz. "Hak, şerleri hayreyler" inancıyla bu şehir için en hayırlısının gerçekleşmesini diliyorum.