Farkında mısınız? Her gün siyasi anlamda yaşanan gelişmeler seçim sinyalini bize biraz daha net bir şekilde gösteriyor.
Geçtiğimiz ay;"Adana Büyükşehir Adayları Kim Olacak?" başlığıyla iki gün üst üste yayınlanan köşe yazımın ardından bazı büyüklerimiz,"Seçime daha 3 yıl var. Bunları yazmak için erken" demişlerdi.
Ben o dizi yazımı;"Siyaset için 24 saat uzun bir süre" şeklinde tamamlamıştım ama o cümleye şimdi şöyle bir ek yapmamız hâsıl oldu; Siyaset için bazen 3 yıl da kısa bir süredir.
Boğaziçi'nde, Gezi olaylarının tıpkı baskısının yaşanması, "Rektör istifa etsin" diyerek yapılan eylemlerin toplumun büyük kesiminin kutsallarına hakarete dönüşmesi, alakasız bir şekilde başka şehirlere sıçraması ve kamu mallarına zarar verilmesi, ABD, İngiltere gibi yabancı menşeli kurumlar tarafından desteklenmesi, gözaltına alınan insanların çoğunun öğrenci olmaması gösteriyor ki seçim yakındır.
Yine siyasi partiler içerisindeki istifalar, karışıklıklar, bölünme ihtimalleri, iç çekişmeler de seçime hazırlanıldığına işaret.
Ayrıca geçen seçimde ittifak kuran partilerin arasında başlayan tartışmalar ve o partilerin bugüne yansıyan tavırlarına bakılırsa yeni bir ittifak arayışını görebiliriz. Bu olmasa bile ittifaklarda kutup değişimi yaşanabilir.
Bütün bunlarla birlikte iktidar partisinden veya muhalefetten ayrılarak parti kuran isimler tarafından kurulan partilerin oyları ne olursa olsun bir şekilde ittifakların içinde yer alma arayışlarını da düşünürsek şimdiden seçimle ilgili bazı ipuçlarına ulaşmış oluruz.
Bence bütün bunlardan daha önemlisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günBakanlar Kurulu Toplantısı’nın ardından yaptığı 'Yeni Anayasa' çıkışıdır. Bunu ifade ederken kullandığı cümlelerin de önemli olduğunu düşünüyorum.Çünkü, hemen bir anayasa değişikliğinden bahsetmeyip önümüzdeki döneme bu çalışmaların yapılacağı şeklindeki sözlerden anlıyoruz ki olası bir erken, baskın veya normal seçimde Cumhur İttifakı'nın en büyük kozu yeni anayasa meselesi olacak.
Yeni anayasa çalışmaları Millet İttifakı'na mensup partiler arasında da gerçekleşmiş ve bu ortaya çıkınca bir hayli tartışma yaşanmıştı ama görülüyor ki Cumhur İttifakı da bu konuda boş değilmiş.
Bu, şu demek; 1980 Askeri Darbesi’nden sonra 1982 yılında yürürlüğe giren bu vesayet anayasasından, bu delinmiş, parçalanmış artık yama tutmayan anayasadan yakında kurtulabiliriz. Önemli olansa, bu anayasayı kimin/nasıl hazırlayacağı, içeriğinde ne olacağı.Yine, yeni bir vesayet rejimini mi ortaya çıkaracak yoksa muasır medeniyetler seviyesine bizi ulaştırabilecek çoğulcu, adaletli, gerçekten milli ve manevi değerlerimize uyacak sivil bir anayasa mı olacak?
Bekleyelim görelim. Köprünün altından sular akmaya devam ediyor.
MİLLİ GÖRÜŞYİNE AYNI KADERİ YAŞIYOR
"Çok partili sisteme geçildiğinden beri Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kurulan partilerin içinde en köklü ancak en talihsiz parti hangisidir?" deseniz belki çok tartışılır ancak "Hangi ideolojidir" deseniz şüphesiz, "Milli Görüş'tür" fikri öne çıkar.
İlk kurulduğu günden bu yana birçok kez partisi kapatılan Milli Görüş birkaç kez de bölünmüştü. Şimdi de bir bölünme tehlikesi ile karşı karşıya.
Temel Karamollaoğlu ve Oğuzhan Asiltürk arasındaki tartışmalar Milli Görüş teşkilatlarının da geleceğini şekillendirecek. Eğer bir sulh söz konusu olursa yola aynen devam edilecek ancak anlaşmazlık ortaya çıkacak olursa Milli Görüş bir kez daha bölünecek.
Adana dâhilbirçok ilde tepeden inme şekilde başlayan İl Başkanı atamaları şimdiden gayr-ı resmi bir şekilde de olsa teşkilatı bölmüş durumda. Bakalım sonu nereye varacak?
BİLİYOR MUSUNUZ?
* Şubat, 'Şehadet Ayı'dır. Bu ayda şehit edilen kahramanlarımızın isimlerini biliyor musunuz?
* Adana’da birilerinin Boğaziçi Protestoları adı altında büyük çaplı bir eylem planladıklarını biliyor musunuz?
* Adana Demirspor’un5 Ocak Stadyumu’nda tarihteki son maçını bu hafta oynayacağını biliyor musunuz?