Tarım, insanlığın toplu hayata geçişinde büyük bir rol üstlenmiştir. Hani bazen diyoruz ya; sanayi devrimi, o devrime kadar , insanlığın büyük çoğunluğunun temel geçim kaynağı tarım olmuştur.
Dün olduğu gibi bugünde tarım vardır, insanlık boyunca da var olacaktır. Günümüzde de tarımda gözle görülür gelişmeler, teknolojinin getirdiği etkiler bulunmaktadır. Tarım sektörü de yeni yüzyıla hazırlanmakta.
Çiftçiler önceki dönemlerde de, gübre, mazot ve yem desteği alıyordu. Bu destekler konusunda Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, tarım sektörü temsilcileri ile yaptığı toplantıda “ çiftçilere verdikleri desteklerde sadeleştirmeye gideceklerini, çiftçilerin ayni olarak mazot, gübre ve yem desteğinden verilecek kartlar aracılığıyla yararlanabileceklerini bildirdi.”
Günümüz dünyasında, tarımın iki farklı temel amaç için kullanıldığını görürüz. Bir kısım tarım yapanlar var ki; Bunlar sadece ailelerini besleyebilmek için üretim yapar. Bazı ilçelerimizde dar yerlerde küçük arazilerine buğday ekerler. Bunlar hasatlarını da kendi imkanları ile imece usulü yaparlar.
Bazı vatandaşların çiftçi kaydı yoktur, Ziraat odasına kaydı yoktur. Bel ki, üzerlerine kayıtlı tapuda yoktur. Bazen bu kendi imkanları ile tarım yapanlar bazı konularda şikayetçi olmaktadırlar. Belki bunda kendi hatalarıda vardır. Çünkü daha ebe, dede üzerine olan tapu kayıtları ile ekim dikim işi yapmaktadırlar.
Adana’nın bazı bölgelerinde şahsın dedesi veya daha önce ormandan arazi açmış , o araziye buğday ekimi yapıyor, oda kendine göre çiftçi ama biz devletten destek alamıyoruz yakınmaları olmuştur.
Bu konuda şu söylenebilir, efendim orası orman arazisi doğru ama kişi ve kişiler yıllardan beri oralarda ekim, dikim yapmakta ve hem kendi için hemde ülke ekonomisine katkı sağladıklarını anlatırlar.
Bu konuda yetkililer ne düşünür bilemeyiz ama ortada böyle kısım vatandaş bulunmakta.
Bakan Kirişçi açıklamasında; Tarım Bakanlığının üreticiye verdiği destekte; “Hububat, yağlı tohumlar, şeker ve baklagilleri stratejik ürün olarak belirlediklerini, "Bunlar bizim için olmazsa olmazlarımız. Kıtlık denildiğinde aklımıza gelen ürünler bunlar. Yani kimse çileğin bir kıtlıkta aklına geldiğini herhalde söyleyemez. Dolayısıyla çilek de bizim, domates de bizim, salatalık da bizim ama biz işe özellikle ve özellikle stratejik olan ürünlerden başlayacağız."
Bakanlığın üreticilere verdiği destek sadeleştirilerek; bu iki temel destek Mazot ve gübre desteği olacak. Ayrıca;
stratejik ürünler için "fark ödemesi" uygulamasını da hayata geçirilerek "Bir ürünün üreticiye maliyetiyle o ürünün kendisini mutlu edecek bir fiyatı var. Hepimiz işte şu anda mesela mısır, ayçiçeği bugünlerin popüler konusu. 'Eğer mısır şu fiyata giderse ben bundan mutlu olurum.' dediğimiz zihnimizde bir rakam var. İşte o rakamı birlikte belirleyeceğiz. Daha sonra o belirlediğimiz rakamın altında şayet piyasada satılacak olursa, ürün ister bunu TMO'ya getirsin isterse piyasaya, sanayiciye satmış olsun, kim alırsa alsın, o ikisi arasındaki farkı biz üreticimize dönüp diyeceğiz ki 'Arkadaş sen üretmeye devam et. Bu da senin fark ödemendir.' diyeceğiz ve böylelikle arz güvenliğini de sağlama konusunda önemli bir adım atmış olacağız."
Kalın sağlıcakla