Adana'da Seçimi kim kazanır? Kim Belediye Başkanı olur? Hangi partinin adayı kazanır?
Adana’da ortam karışık gibi. Seçmeni dinlediğiniz zaman kendine göre bir yorum yapıyor. Adaylar ise onlarda kendine göre bir yorum yapıyor.
Tabi ki, yorumun ilki ve sonu, ben kazanacağım. Fakat şu söylem bu dönemde pek geçerli değil gibi. Yani hiç bir yer kazanmak için garanti değil gibi gözüküyor.
Onun için her adayın iyi proje ile yola çıkıp iyi çalışması lazım.
Bazı ilçeler bazı partinin kalesi gibi görülüyor ama orada, ilçede belediye başkanlığı yapan kişi partisinden istifa ettikten sonra oranında garanti olmadığını iddia ediyor.
Partilerinden istifa edenler. İstifa sonrası bir başka partiye geçenler. Dün bir partiyi destekleyenler bugün ise bir başka partiye destek vereceklerini bildiriyor.
Adaylar sahada sadece halkı ziyaret ediyorlar. Yapacaklarından çok, sokakta halkla buluşuyorlar. Ama kazanmak için, slogan lazım. Medyanın doğru kullanılması lazım. Halka ulaşma metotları ve bunun zamanlaması, bu halkla buluşmayı, adaylar seçmenle sokakta yüz yüze gelerek şimdilerde yapıyor.
Kampanyalar, belki burada şu an Belediye Başkanı olanlar biraz önde olabilir. Eğer iyi çalışmışsa, iyi proje ve kalıcı hizmet yapmış ise, kampanyasında, yaptıklarını seçmene anlatır yapacaklarını da buna ilave edebilir.
Birde "Gönüllüler ordusu" var ki, bu orduya sahip olan kazanır. Bunlar sokak sokak, yağmur, çamur demeden çalışır. Hedefleri seçmeni ziyaret, seçmenin gönlünü almak ve sonunda seçimi kazanmaktır. Bu gönüllüler o kadar çaba sarf eder ki, o kadar mücadele ederler ki, çünkü gönüllerine kazanma aşkını yazmışlardır.
Bu işi para ile yaptıramazsınız. Para ile ne olmaz ki der gibisiniz. Sizde doğru söylüyorsunuz.
Ama para ile yapılan ile gönül aşkı ile yapılan bir olur mu? Bunlar kazanmak için mücadele ederken, Ya küskünler. Bunlarda kaybettirmek için bir araya gelebilirler mi?
Gelirlerse Gönüllüler ordusu gibi çalışırlar mı? Bunu bilemeyiz. Ama şu bir gerçek ki bir söz vardır "Farenin sidiginin" denize faydası vardır.
Küskünleri küçük görmemek lazım. Yani küskün grubunun oluşmasına imkân vermemek lazım. Oldu ise onlarında, gönüllerini almak lazım. Bu bazen bir selam, bazen hal hatır sorma, bazen bir gülümseme, bazen ise bir ziyaret olabilir.
Seçmenin kalbine, ruhuna hitap edilmeli. Seçmeni dinlemeli. Dinlenen seçmen mutlu oluyor. Dinlenen seçmen, kendi meramını muhatabına direk anlattığından dolayı mutlu oluyor. Kendini değerli hissediyor. Onun için başkan adayının etrafı partililer tarafından kuşatılmış olmaması lazım.
İşte bunun için sahada olmak lazım. Seçim masa başında kazanılmıyor. Seçim sanal anketle kazanılmıyor. Tabir caizse, yanlış beyan verenlerle (yalakalar) kazanılmıyor. Kazanmak için, yürekten inanmak lazım.
Kazanmak için moral lazım. Kazanmak için, motivasyon lazım. Saha hakimiyeti lazım. Bunu ise bulunduğun yerdeki seçmenle yapmak lazım. Saha hakimiyeti taşıma amigolarla olmaz olmuyor. Bunları hani kararsız seçmen diyoruz ya, onlar iyi gözlemliyor. Seçim sahada kazanılır. Seçim yüreklerde kazanılır. Seçim, inandırıcı olmakla kazanılır.