Vatandaş olarak acaba tembel yaşamayı mı tercih ediyoruz? Tembel, çalışmayı sevmeyen. Tembel, az iş çıkaran. Tembel, iş yapmayı sevmeyen. Üretime katkısı yok ama tüketimde en önde olmak için mi çaba sarf ediyoruz?
Her insanın, bu dünyada kendisinin ve ailesinin geçimini sağlamak için çalışması, bir iş edinmesi gerekir. Şart çalışmak. Kendi için, ülkesi için.
Tembellik; çalışmanın önünde engel olmamalı. İnsan iradesine sahip olmalı, iradesine sahip olanlar tembel olamaz. Tembellik insanın en büyük düşmanlarından birisidir. Tembellik, kişinin kendisi için bile faydalı işler yapmasına engel olur.
Topluma şöyle bir bakarsak, sanki tembelliği seçiyoruz. Yönünüzü, tembelliğe doğrumu çeviriyoruz? Geçen günlerde bir arkadaş anlatıyor; Dokuz, on yaşında olan oğluma git ekmek al gel dedim. Ekmek almaya gitmek yerine, ismi önemli değil zaten sizde tahmin edersiniz. Baba telefon edelim getirsin diyor.
Hayatımıza o kadar yakın oldular ki getir, götür ve daha niceleri. Bazen şikâyet ediyoruz da, Bizde de hiç suç yok mu? Bakkala gönderemediğimiz evladı biz yetiştirdik. Acaba onlara tembellik ruhu nereden geliyor?
Semt pazarına gidip domatesi beş liraya (Fiyat örnek olarak yazılmıştır, sabit değil) ama hemen yakınımızda olan zincir mağazaları olan marketten on liraya alıyoruz. Burada tembelliği seçerken, maliyette yükseliyor.
Tembel değil, çalışkan olalım. Oysa çalışkan insanlar her zaman aranan kişiler olurlar, buda onlara herkes tarafından sevilmeleri ve saygı görmelerine sebep olur. Burada tembelliğin kimseye faydasının olmadığı ortaya çıkıyor. Gelin biz, sen o ve ülke halkı olarak, sırtımızı tembelliğe dönelim, yüzümüz ve yönümüz ise çalışma tarafı olsun.