Çocuk Hakları Günü’nün hikâyesinin ardında da, barış ve adalet için mücadele eden, dünyayı güzelleştirmeye çalışan bir kadın vardır aslında…
Uluslararası Çocukları Koruma Derneği’nin kurucusu EglantyneJebb adlı bir İngiliz kadın,1923 yılında çocuklarla ilgili beş temel ilke ortaya koyar. Bu ilkeler, 1924 yılında Milletler Cemiyeti tarafından ‘Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi’olarak kabul edilir. Bu belge, çocuk hakları alanında kabul edilmiş ilk uluslararası belgedir.
Bu bildirgeyi hayata geçiren duygu ise, Birinci Dünya Savaşı’nda çocukların yaşadığı trajedilerdir. EglantyneJebb, savaşta ölen, yaralanan, yetim ve öksüz kalan o mazlum çocukların sesi olur ve çocuklara karşı insanlığı vicdana davet eder.
Onun ortaya koyduğu ve Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi’ne giren ilkeler; terk edilmiş çocukların korunması, çocukların doğal biçimde gelişmesine olanak sağlanması ve her türlü istismara karşı korunması, hasta çocukların beslenmesi ve tedavi edilmesi, felaket anında önceliğin çocuklara verilmesi ve çocukların kardeşlik duyguları içinde yetiştirilmesi ile ilgilidir.
Milletler Cemiyetince bildirgenin sonuç kısmına; ‘Tüm ulusların erkek ve kadınları; insanlığın ırk, uyrukluk ve din ayırımı gözetmeksizin sahip olduğu en iyi şeyi çocuğa vermekle yükümlü bulunduklarını «Cenevre Bildirisi» denilen bu Çocuk Hakları Bildirisi ile tasdik ederler!’ denilmiştir.
Bildirgeyi imzalayan devletlerden biri de Türkiye’dir. Ve 1928 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından imzalanmıştır.
Hukuk kitaplarında, çocuk hakları ile ilgili iyiniyetli çabaların1939 yılında İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması ile kesintiye uğradığı, savaş sonrasında Milletler Cemiyeti’nin yerine Birleşmiş Milletlerin kurulmasıyla Çocuk Hakları alanındaki çalışmaların yeniden başladığı; ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca 1924 tarihli ‘Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi’ndeki ilkelere beş ilke daha eklenerek 10 maddelik 1959 tarihli ‘Çocuk Hakları Bildirgesi 'nin kabul edildiği yazar.
1989 yılına gelindiğinde ise, BM Genel Kurulu bu bildirgelere dayanarak günümüzde yürürlükte olan 54 maddelik ‘Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni kabul eder. Ve 1959 tarihli bildirgenin kabul edildiği 20 Kasım tarihini ‘Dünya Çocuk Hakları Günü’ olarak ilan eder.
Çocuk Hakları Sözleşmesi, dünyada en fazla ülkenin onayladığı insan hakları belgesidir.
1990 yılında yürürlüğe giren bu sözleşmeye ülkemiz taraftır. İsrail dahil196 ülke taraf olmuştur. Ve o günden bu yana 20 Kasım günü tüm dünyada ‘Dünya Çocuk Haklar Günü’ olarak kutlanmaktadır.
Söz konusu sözleşme ‘ayrım gözetmeme, çocuğun yüksek yararı, yaşama ve gelişme hakkı, katılım hakkı’ olmak üzere dört temel ilke üzerine oturtulmuştur.
Ayrım gözetmeme ilkesi madde 2’de düzenlenmiştir. Yaşama ve gelişme hakkı ise madde 6’da düzenlenmiştir; bu hükümde ‘Taraf Devletler, her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu kabul ederler. Taraf Devletler, çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı gösterirler.’ der.
O halde tam da, yeri ve zamanı gelmişken, bu bildirgeleri ve sözleşmeyi hazırlayan/kabul eden/imzalayan/ yükümlülük altına giren herkese bazı şeyleri sormak istiyorum…
Ey Birleşmiş Milletler!
1924 tarihli Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi ve 1959 tarihli Çocuk Hakları Bildirgesi,1989 yılında kabul ettiğiniz ‘Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin ve ilan ettiğiniz Dünya Çocuk Hakları Günü’nün dayanağı değil midir?
Bu uluslararası belgeler tüm dünya çocuklarını kapsadığı halde, Gazzeli çocuklar için niçin uygulanmıyor?
Gazzeli çocuklar bu dünyanın çocukları değil mi? (DEVAMI YARIN)