Oya Tekin, Adana’nın ilk kadın belediye başkanı… Kozan’da da Chp’nin adayı kadındı, Gizem Aksoylu… Diğer partilerden de vardı. Bana kalsa, birkaç dönem kadınların eline verirdim Adana’yı! Kaç dönemdir erkek ellerde, sonuç bu! Caddelerin, sokakların, parkların, koca kentin durumu ortada! Örneğin, Adana’nın birçok yerinde “kaldırım var mı” diye sormuşumdur! Yayalar için değil mi kaldırımlar? Çıkın yola bir ne için olduğunu görün! Ayrıca çarpık kentleşme…
Erkeğin yapacağı bu demek ki! Onun için kadınların başarılı olmasını istemiştim! İçlerinden biri, Oya Tekin bunu Adana’nın Seyhan ilçesinde başardı. Geçmişte, bundan sonra ne olur, sorusunu sorduğumda, “çok daha güzel olacak” demişti. İşinde ne denli titiz olduğunu, o nedenle de zaman zaman eleştiri oklarına karşı durduğunu da biliyorum! Oya Tekin’in, Seyhan için de aynı titizliği göstermesini bekliyor, özellikle de başarılı olmasını istiyorum…
Seyhan birçok ilden büyük bir kent olduğunca, karmaşık yerleşimi göz ardı edilmemesi gerekiyor… Kimi mahallerde sokak yolları dar, kimi çıkmaz… Oralarda rantsal değil/ kentsel dönüşümle mi sorun çözülecek, kent halkının yaşam düzeyi nasıl yükseltilecek, “beş yılda yapacaklarım” içinde yer alan sözler nasıl yerine getirilecek göreceğiz! Ama öncelikle, bu seçimde “en büyük etmen” olan “emekli” için ne yapılacak, “ivedi” olarak gündeme gelmesi gerek…
Yerel/ genel seçim benzerliği var mı?
Yerel seçimin, genel seçimle ilişkisi var mı? 31 Mart yerel seçimlerinde, “iktidar” umduğunu bulamayıp, yirmiiki yıldır görmediği yenilgiyle karşılaşınca, televizyon ekranlarının “her şeyi bilen” konuşmacıları “bu seçimin genel seçimle ilişkisi yok” demeye başladı! Biliyorsunuz, bunu söyleyenler rahatça “ayar çekilebilen” bilindik bir isim olunca da, katılan katılana yarış başlar! Yine öyle oldu!
Peki, yerel seçimle genel seçim ilişkilendirilir mi, yoksa birbirinden uzak benzersizlikleri mi var? Onlarca seçim yaşa da, gel böyle bir sorunun içinde takıl/ kal! Yıllardır oruç ayında yinelenen sorular gibi… Biri soruyor, “hocam, erkek arkadaşımla göz göze gelmem orucumu bozar mı?” Hoca artık nereden bakacak, nasıl bir noktaya getirecek düşünün siz…
Şunu derim: Yerel/ genel seçim ilişkisi de aynı! Madem bu seçimler birbirinden ayrı, öyleyse neden “iktidarın” tüm bakanları adaylarının arkasında tur atıyorlar, sözler veriyorlar, kürsüye çıkıp konuşuyorlar? Yerel, genel seçimden ayrıysa, adaylar belirlendikten sonra “o kentte” baş başa kalsınlar, kendini yurttaşa “en iyi” anlatan, “beş yılda yapacaklarım” sözüne inandıran kimse ona seçmen karar versin!
Seçim sürecinde yaşadık; “iktidar”, partisinin dışındaki adaylarla kavga eder gibi konuşuyordu, sopa gösteriyordu, halka gözdağı veriyordu! Aday değil, bakanlar/ diğerleri “adayımızı seçerseniz daha çok hizmet ederiz” diye sözler veriyordu! Bunlar nedir peki? Benzer/ benzemez, ilişkili/ ilişkisiz bırakın buna seçmen karar versin; olmaz mı? Yenilgiyi sindirememezlik bunun adı! Demek ki yirmiiki yıldır bugünlerin özlemini çekenlerin “canı/ kanı” varmış, iyi dayanmış değil mi?
Bırakın bu tür algıya kurgulu söylemleri! Bugüne değin nasıl “bal gibi” AKP kazanmışsa, bu seçimde de “yitiren” olmuştur! Örneğin Adana’da değil anakent belediyesi almak, elinde olanları bile yitirmiştir! Bunun baş nedeni “emeklilerle”, yurdun büyük bir katmanın “yokluğa” itilmiş olduğu çıkmazdır; titreyin, kendinize gelin artık!