Kurban Bayramı yaklaşırken, birçok kişi “neyi/ nasıl yapmalıyım” diye soruyor! Gerçekten “ne” yapmalı? Asgari ücretli aldığı aylığının tamamıyla ancak bir “kurbanlık” alabiliyor, emeklinin gücü “asgari ücretlinin” yarısına yetişiyor, insanlara bu yaşamı “al doya doya yaşa” diyenler şatafat içinde yaşamını sürdürüyor! Bu nereye dek sürecek?
Nereye dek süreği de bilinmiyor! “İktidarın” basını da, vekili de, bakanı da nasıl düşünüyorsa arttık; “iktidara” yandaş bir gazetenin alt başlığı şöyle: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, emekliler ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Işıkhan Kurban Bayramı ikramiyesinin bayramdan önce hesaplara yatacağını söyledi. Emekli maaşları için de çalışma yapılıyor.
Gerçekten “açıklama” çok önemli; hiç kimse beklemiyordu “bayram ikramiyesinin” bayramdan önce verilmesini! Bayramlar yaklaşırken, “hep” ikramiyenin bayramdan önce mi, yoksa sonra mı verileceği ille de “iktidarın” bir sözcüsü tarafından açıklanır nedense, söylenmese olmaz gibi, üstelik önemli!
Bir de emekli aylıkları var değil mi? Bayram öncesinde yatırılması için “çalışmalar” başlatılmış! Ne mutlu emekliye! Ayın ortasında emekli aylığıyla “bayram ikramiyesini” alan emekli, tamamı ile ancak bir “kurbanlık” alıp kestirebiliyor! Ondan ötesi yok! Çocukları mı gelecek, bir yerlere mi gidecek, başka masrafları mı olacak… Üstelik bir sonraki aylığı da birbuçuk ay sonra alacak! Hadi emeklinin “bayramı” tadından, ilkyazından, sevincinden, gönencinden geçilmesin!
Üçbin lira “bayram ikramiyesi” ile, üç kilo et alındığını bilmezseniz böyle oluyor işte! “İktidarın” basını da, vekili de, bakanı da bu sanal “algıyı” yinelemekten uzak durmuyor! Lime inandırıcı geliyorsa artık!
“İKTİDAR”, EMEKLİLERİN YARASINI BİLSİN!
İki gün önce binlerce emekli, Chp’nin Ankara Tandoğan’da düzenlediği Büyük Emekli Mitingi’ne katıldı. Mutfaklarında yangın olduğun, geçinemediklerini, yaşayamadıklarını, açlıkla sınandıklarını, sokağa çıkamadıklarını, temel gereksinmelerini karşılayamadıklarını, çocuklarının yüzüne bakamadıklarını, insanca/ hakça bir yaşam sürdürmek isteklerini haykırdı! Kime; yirmiiki yıldır ülkeyi yöneten “iktidara”, her geçen gün daha da yoksullaştıran/ beceriksizliklerinin bedelini ödeten sisteme!
Bugün, “iktidara” yakın olup da emeklileri “haklı” bulan çokları var! Olmalı da! Emeklilerin haklı duruşlarının aynında olmak için onlar da çaba harcadıklarını destekliyor! Ancak içinde bulundukları “siyasi” yapının bunu umursamak gibi bir “duruş” sergilemeyeceğini de kanıksamıyorlar nedense! Emeklilerin yaşadığı acının bilincindeler, çözümün “iktidarda” olduğunu görmezden geliyorlar!
Bu yıl Emekliler Yılı’ydı değil mi? Belirtilen sürecin emeklinin, ya da çalışanların, ya da çocukların, ya da kadınların, ya da bilim insanların, ya da gazetecilerin olmasının bir “önemi” olmalı; haksız mıyım! O güne değin yaşanan yitiklerin, o zamana dek yaşanan sorunların çözümünün kolaylaşacağı, daha iyi olanaklara kavuşabilmesi için somut adımların atılmasını gerektirmez mi? Öyle olmuyor ama! Emeklinin durumun geçen yıldan daha çok çıkmaz dolu, geçen yıl ulaşabildiklerinin birçoğunun yanından geçemiyor, daha kötü doyuyor/ daha kötü yaşıyor!
Binlerce emeklinin Tandoğan’da Büyük Emekli Mitingi için buluşması, “iktidarın” bugüne değin göz ardı ettiği “yıkımı” görmelerini sağlar mı, kendi şatafatlarından vaz geçip emeklilerin de yaşama haklarının olduğu konusunda “uyarısı” olur mu bilmiyorum! Ancak emeklilerin dayanacak yerlerinin yaralı olduğunu, bunu da “iktidarın” bilmesi gerektiğine inanıyorum!