Her seçin sonunda olduğu gibi, mayıs seçimlerinin ardından da en çok konuşan/ konuşulan CHP oldu haklı olarak! CHP’den başka “tüm partiler” sonuçtan hoşnuttu; hem nasıl hoşnut olmasınlar ki? Altı “benzemezlerin” beşi CHP’nin şemsiyesi altında var olmuşlar/ varlıklarını da sürdürme olanağı yakalamıştı! “İktidar” kanadı, yirmibir yıl sonra yeniden “50+1” sonucunu da aşarak görevini sürdürme olanağı yakaladığı için sevinçleri dorukta…
CHP öyle mi? Hem kanatları altına aldıklarını meclise taşıdı, hem de seçimden sonra “bize zarar verdin” ya da “bu sayıyı hak ettik” diyenle karşılaşması yetmedi; bir de parti içerisinde hem sözcülerin “pişkin” söylemleri, hem de seçmenin bu denli başarısızlığı kaldıramayacak düzeye gelmesi alanın yöneticiler açısında daralmasına neden oldu!
***
Bu bir “parti içi” krizdir! İçinden çıkılması için, “dünden farklı” adımların atılmasını gerekli kılar! Başta “dün” yapılanlardan, “dün” uygulananlardan “farklı” bir eylem birliği oluşturulması zorunludur!
Bu olgu yalnız “politika” için geçerli değildir; ekonomi için de, sağlık için, sığınmacılar için de, tarıma verilen desteklemeler için de, eğitim için de aynıdır!
Öncelikle “dün” izlediğiniz politikayla “varılacak sonuç” budur! “Bu yol” yarın da izlense küçük ayrıntılar dışında yine “ayınısı” olacaktır! Örneğin şeker fabrikalarının birer birer satılmasına göz yumarken, piyasada şekerin ederinin artmayacağını düşünmüyorsanız yanılırsınız! Bu eylemi nerede gösterirseniz/ gösterin sonuç bu olacaktır! Ya da eğitimi bu denli çağdaşlaşmadan uzaklaştırırken, sonucunda toplumu kör bir karanlığa sürüklediğini göremiyorsanız da yanılırsınız!
***
Sıkça yineliyorum; CHP’li diğer partilerden ayıran birçok özellik var! Bunlardan en önemlisi, seçmeninin susmazlığı/ sorgulaması/ eleştirmesidir! Kriz, “CHP iç” değil, gibi sanki; “iktidara” yakın kanalların tümünü açın, sabahtan akşama dek CHP’nin herhangi bir sözcüsünün ya da genel başkanının davranışını masaya yatırdığını görürsünüz!
Bu ülkenin deprem bölgesinde neler yaşanıyor, emekli/ asgari ücretli nasıl geçiniyor, dudağı uçuklatan temel besin ederleri nasıl bu denli yükseliyor, sınırlardan kaçak sığınmacı girişleri neden durdurulamıyor, iki katına çıkan kira bedellerine karşı yurttaşın ne yapması bekleniyor, yaz aylarında dinlence kentlerinin serin sularında kulaç atan sığınmacılara karşın yerli halkın bu eğlenceyi gerçekleştirememesi ne demek oluyor, geçen yıl tonu 6.050 tl olan buğday taban fiyatı bu yıl 8.250 tl olması “iktidara” yakın kanalları hiç ilgilendirmiyor; varsa yoksa CHP!
***
“İktidara” yakın kanallar yanılıyor, diyeceğim de; onlar da kendilerince haklı olmalılar! Bugüne değin “iktidarı” eleştirmek/ sorgulamak gibi bir “görev” almamışlar ki… Ama görmeyecekleri/ bilmeyi beceremeyecekleri bir şey var, o da kendilerine benzemeyen CHP’li seçmen!
Şunun altını özenle çizeyim: inanın sizin “ödev” sayarak gerçekleştirdiğiniz tepkilerinize, “inanın” hiç gerek yok, sizin yapacağınızın daha çoğunu CHP seçmeni yapacak! Siz izlemeyi sürdürün; göreceksiniz!