“İktidarın”, ülkeyi eski/ yeni diye ayırması yetmiyor! Yurttaşın her geçen gün artan ekonomik sorunları, alım gücü, iyi yaşayabilmesi, gereksinmelerini sağlayabilmesi gelecek konusunda kaygıları artırıyor… Nüfusun “büyük çoğunluğu”, aybaşında aldığı maaşını ay sonuna dek nasıl yetiririm derdinde! “İktidar” ya da “iktidarın” şaklabanlarına bakarsanız, “emekli aylığı/ asgari ücret” insanlara bal gibi yetiyor! Altlarında arabaları var, çocuklarının ceplerinde akıllı telefonlar var, marketten “bir olmasa da/ çeyreğini” alabiliyor!
Siz onlara bakmayın; Adana’da, “Şakirpaşa Havalimanı uçuşlara kapatılacak” diye umursamazlıklarına son vermeleri için tepki gösterilirken, “havalimanı kapatılmayacak, yalancı bunlar” diyenlere alkış tuttular! Bugün havalimanına gitmek, ya da havalimanından yolcu karşılamak için kırkbeş kilometre yol gitmelerini bile kanıksayacak durumda değiller! Dargelirlilerin açlıkla sınandığını görmeyip, ekonomide “iyi sinyaller alınıyor” sevinci bile yaşayabilirler; uçarı delikanlılar gibiler!
***
“Enflasyonun nedeni kim” sorusunun yanıtını aramadan önce, Akademisyen/ iktisatçı Hayri Kozanoğlu iki gün önce yaptığı bir açıklamada, Alman ekonomist Isabella M. Weber’in “…şirketlerin son iki yılda fiyatları ithal edilen enerji maliyetlerinden fazla artırması nedeniyle Avrupa’da son iki yılda yaşanan enflasyona en fazla katkı, artan firma kârlarından gelmiştir…” sözlerini örnek göstererek, “şirketlerin fahiş fiyat artışlarına” vurgu yapıyor!
Aslında Weber’in sözü, “iktidarın” kendini yurttaşlara anlatması için de bir “umut” olabilir! Şirketler, son iki yılda “enerji maliyetlerinden” fazla artış yaparak, kazançlarını artırmışlar! Anımsar mısınız, “temel ürünü” ülkemizde ekilebilen şeker/ yağ gibi besinlerin fiyatları “birden” ikiye/ üçe katlanmıştı! Kimse de çıkıp, “neler oluyor, bu zamlar neden yapılıyor” diye üzerine gidilmemiş; bir yandan fiyatların artması, bir yandan da artan fiyatlar karşısında yurttaşın “savunmasız kalışı” izlenmişti! Öyle ya, bu “zamlardan” dolayı “iktidarın” hiç sorunluluğu yoktu, her şey firmaların elinde; öyle mi?
***
AKP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir, “durum değerlendirmesi” yapmak için Adana’daydı! Partide, yerel seçimde yaşanan “yenilginin” nedenleriyle birlikte, il/ ilçe örgütünde yer alan isimlerin “performans” ölçümleri üzerinde durulduğu belirtildi! Sanki yirmiüç yıldır süren “iktidarın” bu denli uzun soluklu olması “utangaç muhalefetin” inandırıcı olamaması değildi de “iktidarın” başarısıydı! Bunlar, güneşi balçıkla sıvamak gibi bir şey!
İl başkanını ya da işçe başkanlarını, yönetimlerini istediğinizce “performans” yönünden değerlendirin; vardıkları yerde enflasyon, alım gücü, Şakirpaşa Havalimanı konusunda “susmuş olsalar bile” nasıl “baskı” altında olduklarını “bir” kendileri bilir! Emeklinin/ asgari ücretlinin alım gücünün azalmasını, enflasyonun can yakıcı biçimde büyümesini Weber ne denli firmaların üzerine yıkmaya çalışsa da; bu ülkede yirmiüç yıldır ara vermeden işbaşında olan bir “iktidar” var! Firmaları, firmalar üzerindeki denetimi, yurttaşın “doyma hakkını” göz önünde bulundurarak düzenlemeler yapmak zorundaydı! Girdi fiyatlarını da, tüketicinin alım gücünü de mercek altına almalıydı! Buyurun yurttaşa anlanarak aklanın!
***
Weber’in “enflasyona en fazla katkı, artan firma kârlarından gelmiştir” sözüne hak verebilmek için, ülkeyi “firmaların” yönetmesi gerek! Öyle değil de, ülkeyi halkın oylarıyla seçilenler yönetiyorsa, halkın “alım gücünü” bilmek, firmaların “tüketicinin” alım gücüne göre fiyatlandırma yapmasını sağlamak ödevidir! Sıkça duyduğumuz “fahiş fiyatın belini kıracağız” onun içindi! Sonuç ortada; eski ile yeniyi market raflarında, pazar tezgahlarında herkes görüyor!