Adana'da sayısını bilmiyorum ama, çok sayıda "GİAD", "SİAD" dernekleri var..
Bu mantar gibi çoğalmış işadamı dernekleri, gündeme gelen ekonomik konuları zaman zaman derneklerinin adını duyurmak için fırsat olarak kullanırlar..
Fikirlerini beyan ederler ve yatırımcıları Adana'ya yatırım yapmaya, "taşın altına ellerini sokmaya" çağırırlar..
Ama, hiçbiri dernek olarak kendi ellerini taşın altına sokmayı düşünmezler.. "Bu kadar çağrı yapıyoruz. Bari önce biz elimizi taşın altına sokalım da örnek olalım" demezler.. Ne de olsa laf, icraatttan kolay… Üstelik masrafı vergisi falan da yok.. Bedavanın bedavası bir durum…
Bir de, bu tür derneklerin yöneticilerinin hemen hepsi, üyelerinin çoğunluğu sanayici değil, inşaatçı, müteahhit, sigortacı cinsinden parayla, ticaretle uğraşan kimseler… İşte böyle bir derneğin yıllar önce bir otelimizde düzenliği bir toplantıyı izlemiştim…
Hollanda'yı gezmişler, hayran kalmışlar, "Adana'yı Rotterdam yapalım" diye tutturmuşlardı.. Yatırımcılara ellerini taşın altına sokmaya çağırmışlardı..
Adana'nın Roterdam olmasını isteyen işadamlarının hiç biri yatırımcılara "gelin birlikte taşın altına elimizi sokalım" demeyince, dernek yöneticilerine "Herkesi yatırıma çağırıyorsunuz. Siz elinizi taşın altına sokacak mısınız?..
Örneğin, Ceyhan Enerji Bölgesi'nde Adana'yı Rotterdam'a çevirecek adamı atacak bir şirket kuracak mısınız" diye sormuştum..
O zamanki başkan,"bizim işimiz değil" demişti… Bu yanıttan da, Giad, Siad gibi derneklerin üyelerinin görevinin sınai yatırımlar yapmak değil, milleti taşın altına ellerini sokmaya çağırmak, laf ebeliği yapmak olduğunu da öğrenmiştim…
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "yerli otomobil" çıkışından sonra da, o zamankine benzer açıklamalar yine birbiri ardına yapılmaya başlandı..
Adana'nın yatırım olanaklarını ballandıra ballandıra anlatan "Giad"larımızdan birinin başkanı, yatırımcılara, yerli otomobil yatırımını Adana'ya yapmaya çağrısı yaptı…
Yatırımcıları yerli otomobil üretecek sanayi tesislerini hayata geçtirmeye koşturacak, adına teşvik mi, teşvik primi mi dersiniz bilmem ama, "muhteşem" bir teklifde de bulunmayı ihmal etmedi:
"Her üyemizin bir yerli otomobil alacağının taahhüdünü, sözünü de veriyoruz…" Bu taahhütten sonra, yatırımcıların yerli otomotiv üretim tesisi yatırım için birbirleriyle yarışacaklardır!..
Bu "Giad"ımızın başkanı da önceki anlattığım olayda olduğu gibi, yerli otomobil tesisi kurmaya talibimiz diyemiyor..
Demek ki, bilumum "Giad"larınımızın asli görevi hala, milleti yatırım yapmaya çağırmak, ellerini taşın altına sokmalarını istemekten ibaret…
***
Adana'da su fiyatları ucuzlasın
AK Parti'nin görevden aldığı başkanların yerine gelenlerin, ilk icraatlardan biri su fiyatlarını ucuzlatmak oluyor.. Balıkesin ve İstanbul Büyükşehir Belediyeseri su fiyatlarını yüzde 5 oranında ucuzlattı.. İstanbul Büyükşehir Belediyesi su fiyatlarında yüzde 5 indirime gitti…
Balıkesir Büyükşehir belediyesi ise bu indirimi daha yüksek tuttu..
Yüzde 25 oranında indirim yaptı..
Balıkesir'de ayrıcı kıorsaldan atık su parası da alınmamayacka..
AK Partilili belediyelerden, zaten geçimini zor sağlayan vatandaşları rahatlatacak suda ucuzluk haberi gelince, aklımıza doğal olarak Adanalı hemşehrilerimiz geldi.. Adanalı, su cenneti Adana'da suyu neden daha ucuz içmesin..
Şimdi iş, MHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü'ye düşüyor…
Sözlü, AK Partili belediyeler gibi, halkının cebine küçük de olsa ferahlık sağlayacak su fiyatlarındaki indirim için harekete geçmeli.. İlk meclis toplantısına indirim kararını yetiştirerek, Adana halkının, İstanbul ve Balıkesirliller gibi ucuz su kullanmalarını sağlamalı..
Gördüğüm için söylüyorum.. Bazı vatandşlar İstanbul ve Balıkesir'deki su indeirimine ilişkin haberlerin küpürlerini kesip bir köşede saklamaya başladılar…
Bu küpürleri yarın seçim zamanı kimlere göstereceğin tahmin etmek için de kahin olmaya gerek yok sanırım…
***
Almanya'nın ilginç tutumu
Almanya, ülkesine alacağı Suriyeli sığınmacıların sayısını çok kısıtlı tuttu.. Gelin görün ki, aynı almanya, Suriyeli sığınmacıların Türkiye'de kalıcı olmaları için elinden geleini yapıyor.. oluk oluk para akıtıyor..
Yanlış anlaşılmasın, parayı Türkiye Cumhuriyetine verildiği anlamında söylemiyorum.. Suriyeli sığınmacılara hizmet edecek yatırımları finanse ediyor..
Bunlardan sonuncusu Kahramanmaraş'ta gerçekleştirildi.. Almanya'nın "parasal" finansörlüğünde Suriyeli çockulara eğitim hizmeti verecek okul yaptırılmış.. Halkın gaüzını almak için işe biraz da Türk çocuklarına da hizmet verecek sosu eklenmiş…
Kendi ülkesinin kapılarını Suriyeli soığınmacılara sıkı sıkıya kapatan Almanya'nın Türkiye'deki sığınmacılar için milyonlarca euroya gözden çıkarması bana çok ilginç geldi.. Size gelmedi mi?….