Merih Demiral’ın Avusturya maçında attığı golden sonra yaptığı Bozkurt işareti, UEFA ve Avrupa’nın yanısıra içimizdeki Türkiyelileri de çok rahatsız etti..
Avrpua’nın Türkofobi ile hareket etmesi, Bozkurt işaretini siyasal simge olarak görmesini ve yasaklamasını olağan buluyoruz..
UEFA’nın kararı Türkofobi ve Bozkurt karşıtlığının ilk örneği değildi..
Daha öncede Avusturya gibi ülkelerde Bozkurt işaretinin yasaklanması yolunda girişimlere tanık olmuştuk..
PKK, İŞİD, DEAŞ, ASALA gibi örgütlerden hiç rahatsız olmayan Avrupa’nın; MHP, Ülkü Ocakları ve Bozkurt’a karşı nasıl nefret söylemi içinde olduklarının biliyoruz..
Onun için normal karşıladım UEFA’nın yediği herzeyi..
Bozkurt işareti, bir anlamda Türkiye’de de turnusol kağıdı görevi gördü…
Türk ülkesi demek olan Türkiye’de Türk olanlar ile Türkiyeli olanları apaçık biçimde ortaya çıkarttı..
Her ne kadar mahcup ifadelerle ymuşatarak Bozkurt işaretine karşı ifadeler kullansa da, Bozkurt karşıtlarından birisinin de CHP Genel Başkanı Özgür Özel olduğunu anladık..
Bütün Türk dünyasında kulanılan, hatta yüzlerce yıl öncede Türkler tarafından kullanılan Bozkurt işaretini siyasal simge olarak gören ve rahatsız olan Özgür Özel, dünyada zafer işareti olarak bilinen, genelde sol/sosyalist siyasette yer alanların kullanıldığı, Türkiye’de de haksız yere PKK ile eşleştirilen işaretten hiç mi hiç rahatsız olmamıştı..
Örneğin, “doktorun kurt işareti yapanı olmaz” diyen Özgür Özel, sık sık birlikte poz verdiği Şebnem Korur Fincancı’nın ülkemizde PKK ile özdeşleşen işareti yapmasını yadırgamamış, “doktorun zafer işareti yapanı olmaz” diyememiş; kurt yapan doktorları eleştirdiği gibi Fincancı’yı eleştir(e)memişti.
Özgür Özel belki bilmez ama, başında bulunduğu, genel başkanlık koltuğuna oturduğu partinin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kamal Atatürk, bozkurt işareti yaptığı gibi, devletin bir çok kurumunda Bozzkurt’u kullanmıştı..
Paraların üstüne Bozkurt figure koymuş, Bozkurtlu pullar bastırmış, Ankara Ulus’taki Zafer Anıtı’nın kaidesine, döneminde kurulan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı, Güreş Federasyonu gibi spor kuluşlarının logolarına Bozkurt koydurmuş, Kahramanmaraş’ta Bozkurtlu heykel diktirmiş, Demiryoları’nın yaptığı lokomotife Bozkurt adını vermiş, MTTB’ye Bozkurtlu amblem yaptırmış, Petrol Ofisi’ne bizzat kendisi ağzından alev çıkan Bozkurt logosu çizmişti…
Ne hazindir ki, Bozkurt olarak tanımlanan Atatürk’ün kurduğu partini başında bugün Bozkurt’a karşı bir kişi oturuyor..
Türkiye’de başka kimler Bozkurt işaretine karşı çıktı..
Kürt hareketi mensupları, kimi sosyalist örgütler, siyasal islamcılar ve neoliberaller..
İşin gülünç yanı da, bütün dünyada sol hareketlerin kullandığı zafer işaretini PKK işaretine indirgeyenlerin, Bozkurt işaretini bölücülük olarak suçlamaları oldu..
Karbon ayak izi yalanı propagandası
Küresel emperyalizm, sahte pandemiden sonra dünyaya dayattığı karbon ayak izi oyununu tutturmak için her türlü propagandayı yapıyor..
“Karbon ayak izi” adı altında, ülkelere vergi koyup halkların gelirlerini hortumlamak isteyen küresel emperyalizm, bir yandan da sözde karbon ayak izini azaltan aletleri piyasaya sürerek, işletmeleri bu aletleri almaya zorluyor..
Bunun son örneği, dün haber ajanslarına düştü.
Habere göre, bir havayolu şirketi, satın aldığı bir aleti uçaklarına takarak karbon ayak izini azaltacakmış..
Havayolu şirketi, sözde karbon ayak izini azaltacak teknolojinin Avrupa’daki ilk müşterisi olmuş..
Aslında, o teknolojiyi alan şirket de dahil dünyadaki tüm şirketler bunun bir yalan olduğunu biliyorlar..
Ancak, ülkelerde yasalarla, yönetmeliklerle, genelgelerle getirilen dayatmalara karşı çıkamadıkları için, ilk müşteri olma yarışına girerek hem ülke yönertimlerinin, hem küresel emperyalizmin gözüne girmeye çalışıyorlar..
Karbon ayak izi yalanı uzun bir süre daha devam edecek, toplumların kaynakları hortumlandıktan sonra, pardon deyip kampanyayı biterecekler..
Tıpkı, DSÖ adlı biyokimyasal terör örgütü eliyle uyuguladıkları sahte pandemide olduğu gibi…