Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin geçtiğimiz hafta iki kez gerçekleştirdikleri görüşmelerde, belediye başkan adaylıklarının paylaşımının, hangi ilde hangi partinin seçimde aday çıkaracağının netleştiği ifade ediliyor..
Görüşmelerde, bir önceki seçimdeki anlaşmanın yeniden uygulanmasında fikir birliğine varıldı..
2019 seçimlernde MHP’nin aday çıkardığı Adana, Mersin ve Manisa’da yine MHP’li adaylar seçime girecek..
İllerd bazına Osmaniye, Kütahya ve Isparta’da da MHP’li adayların yarışa gireceği de gelen bilgiler arasında..
Bu illere CHP’nin yönetiminde bulunan ancak MHP’nin de güçlü olduğu Kırşehir, Bartın ve Amasya’da da MHP’nin bırakıldığı söyleniyor..
30 büyükşehirde ortak adayla seçime girecek olan Cumhur İttifakın’ını iki büyük bileşeni, adayların isimleri konusunda da genel başkanlar düzeyinde istişarede bulunacaklar.. Yani, AK Parti MHP’nin, MHP AK Parti’nin önerdiği isimler hakkında görüşlerini iletecekler..
AK Parti’nin Cumhur İttifakı’nın diğer bileşenleri Yeniden Refah, Hüda Par ve DSP ile ayrıca işbirliği görüşmeler yaptığı da biliniyor.
Gelen bilgilere göre, Hüda Par hiç bir seçim bölgesinde aday çıkarmayarak AK Parti adaylarına destek verecek..
AK Parti ile DSP ise sadece tek bir yerde işbirliği yapacak..
İyi Parti’nin Adana ve Bilici şartı
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener önceki gün bir araya gelerek yerel seçim ittifakını görüştüler..
Özgür Özel’in ifadesiyle CHP, yerel seçim işbirliği önerisini Akşener’e iletti..
Akşener ise bu öneriyi, hafta başında GİK’e götüreceğini söyledi..
28 Mayıs’tan bu yana ısrarla, 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlere “özü başlarına” katılacağını söyleyen Akşener’in bu tavrından vazgeçtiği de gözlendi..
Halbuki, tek başına seçime girme ısrarı nedeniyle partisinden kitlesel ayrılmalara neden olmuştu..
Ancak iki lider arasındaki görüşmenin, CHP’nin seçim işbirliği önerisiyle sınırlı kalmadığı da söyleniyor..
Kurulduğu günden beri hedefine MHP’yi koyan Meral Akşener’in Millet İttifakı üyesi olarak girdiği tüm seçimlerde MHP’nin gerisinde kalmasına karşın, önümüzdeki seçimler için de benzer bir anlayışla CHP’ye karşı teklif getirdiği ifade ediliyor..
Buna göre, Akşener; Adana, Mersin ve Manisa’nın İyi Parti’ye bırakılmasını istediği iddia ediliyor..
Akşener’in Özel’e, Adana’nın İyi Parti’ye bırakılması halinde Büyükşehir adayının eski ANAP Milletvekili ve eski AK Parti Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Ali Bilici olacağını ifade ettiği de ileri sürülüyor..
Bu illerden Adana ve Mersin CHP, Özgür Özel’in memleketi Manisa ise MHP’nin yönetiminde..
Özellikle, Manisa’nın İyi Parti’iye bırakılmasınını CHP tarafından kabul görmeyeceğini şimdiden söyleyebiliriz..
CHP yönetiminin, Adana ve Mersin’de başka siyasi parti taraftarlarından da oy aldıklarını, İyi Parti’nin 2019 seçimlerinde Mersin’de Demokrat Parti’yi tavşan parti olarak kullanarak çıkardığı Ayfer Yılmaz’ın yüzde 12,02 oy oranıyla, yüzde 40.99 oy alan MHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Hamit Tuna’nın uzak ara gerisinde kalmasının dikkate alrak her iki ilde büyükşehir adayını İyi Parti’ye bırakmayacağı bir gerçek olarak karşımızda duruyor..
CHP’de adaylar Aralık sonunda
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yerel seçimlerde işbirliği olmaması durumunda “B Planı”nı daha önceden hazırlamış..
Bu gerçeği, Özel’in Akşener ile yaptığı görümenin ardından yaptığı açıklamadan anlayabiliyoruz..
Özel’in Pazartesi günü İyi Parti’den olumsuz yanıt gelmesi durumunda tüm belediye başkanlarını bu ayın sonuna kadar açıklayacaklarını belirtmesi, CHP’nin İyi Partisiz bir seçime hazırlandığını gösteriyor..
Özel!in açıklamalarından Ankara ve İstanbul ve Aydın büyükşehir adaylarını açıklaması, aslında seçimlere en azından İyi Parti’yle işbirliği yapmadan gitmeye hazırlandıklarının bir başka kanıtı..
Bir başka gerçek ise, Özel’in İyi Parti ve Akşener’in kararı ne olursa olsun, HEDP ile işbirliğinin kapılarını zorlayacağı..
Toplamın Yarısı Teorisi (T ½ Testi)
Yüz adet fare, cinsiyet ayrımı yapılmadan bir tel kafes içerisine konur. Kafes on metre yükseklikteki içi su dolu bir yüzme havuzunun dalma köprüsünün uç kenarına yerleştirilir. Farelere, su ve yiyecek eksiksiz ve düzenli aralıklarla verilir.
İlk on gün kafesin kapağı açık bırakılır. Fareler, çok meraklı hayvanlar olduğundan devamlı surette açık kafes kapağından etrafta keşif yaparlar. Bu yükseklikten suya atlamanın “ölümle” sonuçlanacağını saptar ve hafızalarına kaydederler. Ayrıca, katiyetle aşağıya yani suya atlamazlar.
On gün boyunca bu sistematik içerisinde uygulama devam eder. Onuncu günün sonunda şartlar değiştirilir:
1- Kafesin kapağı kapatılır ve siyah bir bezle kafes tamamen örtülür. Böylece, karanlık bir ortam yaratılır.
2- Su ve yiyecek düzensizleştirilerek, yani bazen çok bazen az verilerek yaşamsal problemler yaratılır.
3- Değişik aralıklarla kafese bir hoparlörle ‘tehditkar kedi sesleri’ verilir.
Bu uygulama, onbeş gün devam ettirilir. onbeş gün sonra kafesin örtüsü kaldırılır ve fareler iki saat “normalleşmeye” bırakılır. İki saatten sonra kafesin kapağı açılır ve deneyin sonunda iki sonuç fonksiyonu ortaya çıkar:
1. Farelerin yarısından azı, önce “uyum sorunu” yaşar; ancak bir süre sonra “yeni” duruma uyum sağlamaya başlarlar.
2. Farelerin diğer yarısı, hatta daha fazlası hiç tereddüt etmeden süratle kapaktan dışarıya fırlar ve intihar ederler.
Bu deney hiç şaşmaz. Kaç defa tekrarlanırsa tekrarlansın, hep aynı netice alınır. Farelerin en az yüzde 50’sinden fazlası, kapaktan dışarıya fırlamanın ölümle sonuçlanacağını bilmelerine rağmen dışarıya fırlarlar. Buna “İntihar Sendromu”da denilmektedir.
Peki fareler bu tür bir davranışa neden girerler?
Profesörün deyişine göre:
“Çünkü psikolojileri bozulmuştur. Ne yaptıklarını bilmemekte; hafızaları silinmiş, neticeyi de düşünememekte ve umursamamaktadırlar. Kurtuluş vadeden ne olursa olsun, ona doğru gözleri kapalı hiç düşünmeden öne atılmaktadırlar”.
Başka bir ifade ile algıların sınırlarının kalktığı bu durumda “kaybedecek hiçbir şeyi olmadığı” hissine kapılan, ölümle yaşam arasındaki nirengi noktalarını tümüyle yitirmiş olan denekler, intiharı bir kurtuluş olarak görmekte ve hiç tereddüt etmeden ölüme atlamaktadırlar.
T ½ Testi’nin insanlar, daha geniş bir açılımla, toplumlar üzerinde uygulanmasının ise daha karmaşık sorunlara ve sonuçlara yol açtığı görülür.