Siyasi etik, siyasi ahlak gibi kavramların unutulduğu, hatta bu kavramlarla dalga geçildiği, Makyavelistlerin egemen olduğu Türk siyasetinde, gelecekten umutlu olmamızı sağlayan bikr davranış Didim'dan geldi…
Türk Milliyetçisi bir siyasetçi, bizlere artık düşlerde kaldığını sandığımız dürüst siyaset, dürüstçü siyasetçinin az da olsa hala var olduğunu gösterdi.. Adana'daki ülkücü, dinci, demokrat görünümlü siyasetçilerin asla düşünmediği bir adımı atan Didimli Türk Milliyetçisi siyasetçi hem örnek oldu, hem siyasetten ümidi tamamen kesmemizini önledi..
Didimli siyasetçi Özgür Makasçıoğlu, Adana'da örneklerini sıkça gördüğümüz tarzda, partisi MHP ile sorunlar yaşadı.. MHP ile bir mensubu olarak fikirsel ayrılıklara düştü.. Tabi bütün bu fikirsel ayrılıklar yaşanırken, Özgür Makasçıoğlu, MHP'den Belediye Meclis üyesi idi.. Ülkü Ocakları'ndan başlayarak 15 yıl MHP içerisinde aktif siyaset yapan, 2014 yılında Didim Belediye Meclis üyeliğine seçilen Özgür kardeşimiz, bir çok MHP'li gibi son dönemlerde partisi ise fikir ayrılıkları yaşamaya başlamış…
Özgür Makasçıoğlu fikir ayrılıkları çoğalıp derinleşince, benzer fikir ayrıklıkları yaşayanların yapmadığı bir hareketi yaptı.. MHP tabanının verdiği emaneti MHP'ye iade etti..
Yani, Didim Belediye Meclis Üyeliğinden istifa etti.. İstifasının nedenini de açık bir şekilde, "oluşan birçok fikir ayrılıklarına istinaden Belediye meclis üyeliğinden istifa etmiş bulunuyorum" şeklinde de açıklamış..
Özgür kardeşimiz, MHP tabanının verdiği yetkiyi yeniden MHP'ye teslim edip, yerine MHP yönetimleriyle aynı fikirde yürüyen bir başka partili arkadaşının belediye meclis üyeliğine seçilmesini sağlayarak, siyasi etiğin en güzel örneğini verdi..
Bir muhalif olarak MHP içinde sadece üye olarak müçcadelesini sürdüreceğini, Turan ülküsü uğruna verilen mücadelede sonuna kadar var olacağını açıklamış.. halbuki, Adana'daki muhalifler gibi davrana bilirdi.. Belediye meclis üyeliğine devam etmek için, fikir ayrılığına düştükleri kişilere övgüler yağdırabilirdi..
Bırakın, devirmek için imza toplamayı, tarla kurultayına delege götürmeyi, sadece fikir ayrılığı yaşadığı genenl başkanına yağ çekebilirdi.. Örneğin, "Bahçeli'nin emrindeyiz" diye gazetelere başlık attırıp, Ankara'ya gönderebilirdi.. "Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin dün olduğu gibi bugün de, yarın da yanında olacağız" diye bin yalanı arka arkaya sıralabilirdi..
Veya, "Genel Başkanım Devlet Bahçeli örnek devlet adamlığı sergiledi" diye övgüler düzebilirdi.. Hatta, daha da ileri gidip, "Ülkücü Hareket'in bütün hafızasını taşıyan, vatandımızın varlığını, devletimizin bekasını, bayrağımızın namusunu sımsıkı sahiplenmiş ve partimizi bu değerlerin tek tarafı yapmış Türkmenbeyimiz Devlet Bahçeli'nin sonuna kadar emrinde olmaktan, yol arkadaşlığı yapmaktan onur duymaya da devam edeceğiz" yağ çekebilirdi..
Daha da ileri gidip, il, ilçe başkanının makamında başkanla yanyana oturup hizmet masalları anlatabilirdi.. Bunların hiçbirini yapmadı.. Fikri ayrılık görevi bırakmayı gerektirir deyip, MHP tabanının verdiği yetkiyi sahibine iade etti..
İyi mi etti, kötü mü etti diye sorarsanız… Adana'da sıkça örneğini gördüğünüz, genel başkanı devirmek için Fetöcülerle birlikte yürüyen, tarla kurultayına delege taşıyan, falancanın emri var kurultaya mutlaka gideceksiniz diye telefon açıp baskı yapanlar açısından kötü etti...
Bazlamalağın, yağcılığın prim yaptığı bir dönemde kötü örnek oldu.. Siyasetinde bir ahlağı olduğunu savunanlar için ise iyi ve mükemmel bir örnek oldu.. Ortalığını, kıvıranlardan, yağ çekenlerden, içinde bulunduğu kabın şeklini alan kirli sulardan, riyakarlardan geçilmediği bir dönemde, bazlamalıkta sınır tanımayanların egemen olduğu siyaset dünyasında dürüstlüğün sesi olduğu için binlerce teşekkür Özgür Makasçıoğlu kardeşimize…
***
İşine gelirse 2,0 milyon, işine gelmezse 150 bin kişi!..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 26 günlük "Adalet Yürüyüşü"nün ardından yaptığı muhteşem Maltepe Adalet Mitingi finali, bazı çevrelerde korku ve paniğe neden oldu..
Bu çevrelerin gönüllü sözcüleri, medyada, CHP'nin Adalet Mitingi'ni küçümsemek için ellerinden geleni yaptılar.. Gönüllü sözcü ve kalemşörlerin hepsinin ortak "akit"i, adalet mitingine katılımın 150 bin kişi olduğu; CHP, Kemal Kılıçdaroğlu, adaletk yürüyüşüne destek veren herkesin fiyaskoyla karşılaştığıydı.. Geçmişte dönemin başbakanı, şimdini cumhurbaşkanını da aynı meydanda miting yapmıştı..
Bugün, Maltepe Meydanının 150 bin kişilik ilan edenler, o mitkingi de manşetlerine taşımaşlıradı.. O zaman, aynı meydana 2,5 milyon kişinin sığdığını yazmışlardı..
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mitingininde 2,5 milyon kişinin izlediğini manşetlere taşımışlardı.. Alana toplanan kalabalığı "ucu bucağı görünmeyen" şeklinde nitelendirmişler, "demokrasi tarihimizin en görkemli mitingi" olarak nitelemişlerdi..
Aynı kişiler, şimdi, geçmişte 2,5 milyon kişi sığdırdıkları, ucu bucağı görünmeyen kalabalığı ev sahipliği yaptığını ballandıra ballandıra anlattıkları alanın; şimdilerde taş çatlasa, insanları sıkıştırsan 150 bin kişi alabildiğini iddia ediyorlar..
Türk demokrasisinin en görkemli mitingi olan Adalet mitingini küçümsemeye çalışıyorlar.. İşlerine gelince 2,5 milyon, gelmeyince 150 bin kişi diye başlık atıyorlar.. Okurlarını göz göre kandırmaya çalışıyorlar… Adalet mitingi, Türk demokrasi tarihinin en görkemli mitingleri arasında yerini alırken, siyasi riyakarlığı ortaya çıkarmak gibi bir hizmeti de yerine getirdi…
***
Fikriye Öztürk Demir'in değerlendirmeleri
CHP Gönüllülerinden, Cumhuriyet Kadınları Derneği yöneticilerinden Fikriye Öztürk Demir, İstanbul Maltepe'deki muhteşem Adalet Mitingini katılan Adanalılar arasındaydı..
Mitingten saatler önce Maltepe'ye ulaşan Fikriye Öztürk Demir, arkadaşlarıyla birlikte miting öncesi halkın nabzını tuttu. Gözlemler yaptı.. Mitingden sonra yaptığı değerlendirmede, istanbul halkının Adalet mitingine gösterdiği ilginin büyüklüğünü anlattı..
Her siyasi görüşten, her kesimden, her sınıftan insanın, yemek, para pul, ücretsiz araba desteği olmadan kendi isteğiyle Maltepe'ye geldiklerini, mitin alanını doldurarak "Adalet" diye haykırmalarının Türkiye'nin geleceği açısından çok önemli olduğunu vurguladı..
Sıcakta saatlerce yürüyen, saatlerce ayakta kalan her yaştan yurttaşın yılmadan "Hak, Hukuk, Adalet" istemesinin çok önemli olduğuna dikkati çekti..
Bazılarının sıcakta klimalğı odlarından dışarı çıkmadığı o yakıcı sıcaklarda, genci yaşlısıyla 3 milyona yakın insanın saatlerce yürümesi, saatlerce ayakta bekleyerek Adalet istemelerinin her türlü takdirin üstünde olduğunu söyledi..
Fikriye Öztürk Demir, Adalet mitingi ile değerlendirmeleri son derece yerinde.. Bu arada, Fikriye Öztürk demir ve arkadaşları istanbul'un, maltepe'nin ve mitingin güzelliklerini de ölümsüzleştirmekten geri kalmadılar...