Siyasal iktidarın ötanazi adı altında hayvan katliamını meşrulaştıran yasasından sonra, sokakta yaşayan hayvanlara yönelik saldırıları ve katliamda anormal bir artış yaşanıyor..
Kim yasanın verdiği cesaretle sokakta yakaladıkları hayvanları işkenceyle öldürüyor..
Yasaya göre, sokaktaki hayvanları toplayıp rehabilite edecek olan belediyelere bağlı barınaklar, AK Partili belediyeler tarafından Nazi kamplarını mumla aratacak birer toplama kamplarına dönüştüler..
Nazi kamplarında, Yahudiler toplama kamplarında kaldıkları odalardan alınarak gaz odalarına götürülüp katlediliyorlardı.
Gebze ve Ümraniye Belediyelerinde gördüğümüz gibi, AK Partilil belediyelerin “Hayvan Geçici Barınma ve Rehabilitasyon Merkezi” gibi cafcaflı adlar takılan ve ilk bakışta sokak hayvanlarının sağlıklı bir yaşam sürecekleri yerler gibi görünen bu barınaklarda onlarca köpek ve kedi yetişkin, yavru demeden toplu şeklide iğnelerle katledildiler..
Yasayla hasta, saldırgan ve yasalı köpeklerin “ötanazi” edileceklerini yani öldürüleceklerini söyleyen AK Partililer, yasadan güç alınca, o hayvan barınakları bir anda Nazi toplama kamplarından beter birer toplama kamplarına ve katliam merkezlerine dönüştüler..
Bir avucun içini bile dolduramayacak denli minicik kedi yavruları, emzikli kedi ve köpekler adına veteriner denilen kimi katil ruhlular tarafından iğnelerle katledildiler..
Katliama uğrayan hayvanlara bakınca hiçbiri AK Partililerin ötanazi yapılacak hayvanlar tanımına uymuyorlar..
Minicik kedi yavrusu insanlar için nasıl bir tehlike yaratıyordu ki öldürüldüler..
Bunu hiçbir AK Partili, hele hele katliam emrini verdikleri iddia edilen belediye başkanları asla yanıtlayamazlar..
Yapacakları hiçbir açıklamada inandırıcı olmayacaktır.
Belleklere ve tarihin sayfalarına katliam suçluları olarak geçeceklerdir..
Her gün vahşet yarışının yaşandığı sokakta yaşayan hayvanlara yönelik katliamları, belediyelerin barınaklarında günahsız canların veteriner müsveddeleri tarafından iğneyle öldürülmeleri karşısında yapacak tek bir şey var AK Parti iktidarı hayvan katliamının meşrulaştıran yasayı geri çekmeli, ille toplama kampları kuracaklarsa tecavüzcüler, tacizciler, kadınları öldüren caniler, otuz kırk suç dosyasına karşın sokakta elinin kolunu sallaya sallaya gezen bazen polis, bazen gençleri ve kadınları öldüren suç makineleri için toplama kamplarını oluştursunlar..
O toplama kamplarında iğne mi, sopa mı yoksa plastik poşet mi kullanırlar, inanın kimsenin umurunda olmayacaktır!..
**
Yeni vergiler salacağınıza israfı terk edin
AK Parti iktidarı, sonunda dünya ekonomi tarihinde görülmemiş bir vergi salma uygulamasını gündeme getirdi..
Ne Adam Smith, ne Keynes ne de Friedman böyle bir vergiyi tahayyül bile etmemişlerdir..
Dünyada ilk kez, borçtan ve olası borçtan vergi almak AK Partili bakanların ve ekonomistlerin aklına geldi..
Engin ekonomi bilgileriyle, bugüne değin hiçbir ekonomistin aklına gelmeyen borçtan vergi almayı, olası borçlanmaya peşin vergi koymayı icat ettiler.
Dahiyane fikirleriyle ne denli övünseler azdır..
Dahiyane fikrin sahipleri katkı payı adıyla salınan vergiden yetmiş ile seksen miyar lira arasında bir gelir bekliyorlar..
Hlbuki hedeflenen miktarda gelir elde etmek için böylesi dahiyane fikirlere gereksinim yoktu..
Normal bir akılla da beklenen para toplanabilirdi..
Örneğin, Cengiz Holding’in 2010 yılında tamamı silinen 422 milyon tutarındaki vergisi, diğer şirketlerin silinen vergi borçları tahsil edilse; Cengiz İnşaat’a otuz, Kolin İnşaat’a otuz altı, Makyol İnşaat’a yirmi dört, Kalyon Holding’e on dokuz, Limak İnşaat’a on dokuz kez kez tanınan vergi muafiyeti kaldırılsa o seksen milyarı tahsil etme yolunda önemli bir adım atılmış olurdu..
Silinen vergi borçlarına Savunma Sanayi’ndeki lüks araçları, Bakanlıklardaki lüks otomobilleri, 0diyanet’deki araç saltanatın bakan yardımcılarına, danışmanlara, siyasal dinci cemaat vakıflarına aktarılan, araç kiralamaya harcanan paraların tasarruf edilerek Savunma Sanayi Fonu’na aktarılmasıyla, kredi kartların limitine vergi salmaya hiç gerek kalmazdı…
Beklenen yetmiş seksen milyar lira çoktan toplanmış olurdu..
Tabii, bir de kredi kartı limitinden önce, hızla geliştiği iddia edilen ve savunma sanayinde dünyada lideri olduğu iddia edilen şirketlerin vergileri artırılsa, bu tür katkı payı cambazlıklara hiç gerek kalmazdı..