Bizim vekillerin maşallahı var. Özellikle de CHP’li vekillerimizin..
Bir çok şeyi onlar aracılığıyla öğreniyoruz..
Örneğin, limonun dalında 2 lira markette 20 lira olduğunu; seçim öncesi petrol çıktığını, seçim sonrası zam geldiğini; iki günde çiftçi sayısının bilmem kaç bin arttığını, MTA’nın zarar üstüne zarar ettiğini; pamukta maliyetlerin arttığını buna karşılık fiyatının gerilediğini sağolsun CHP’li vekillerimizin her gün gönderdikleri basın bültenlerinden öğreniyoruz..
Daha bir çok konuya CHP’li vekillerimiz sayesinde vâkıf oluyoruz..
Haklarının yemeyelim, yıllardır pek çok konuda biz seçmenlerini aydınlattılar..
Ancaaaakk…
Vekillerin her konudaki fikirlerinin biliyoruz, bir konu hariç!..
İklim değişikliği adı altında egemenlik haklarının Birleşmiş Milletler’e devredecek yasa tasarısı ve o yasayla yasal kılıf bulunacak karbon vergisi konusu..
İşte bu konuda her konuda fikirlerinin bildiğimiz vekillerin ne düşündüğünün bilmiyoruz..
Her konuda her gün açıklama yapan vekiller bu konuda hiç bir açıklama yapmıyorlar..
Sanki bir tabu..
Şahsen ben bilmek bilmek istiyorum..
Limonun dalında 2 markette 20 lira olduğu kadar, iklim değişikliğyle insanların bahçesinde biber ve domates bile ekemeyecek duruma gelmeleri konusunda vekillerimiz ne diyor bilmek istiyorum..
Çok yakın zamanda ülke halkının gündemine girecek, ceplerindeki parayı biraz daha fazla hortumlayacak karbon vergisi konusunda ne düşünüyorlar bilmek istiyorum..
Vekilimizin biri, Türk ekonomisinin üç yıllık yol haritasını belirleyen Orta Vadeli Program (OVP) konusunda bir eleştirileri olmuştu ama, OVP’nin Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasına uyum ve emisyon ticaret sisteminin hukuksal altyapısı içerisinde karbon vergisi getirilmesi hususuna hiç değinmemişti.
Halbuki 10 temel başlık altında 297 polilika ve tedbir uygulanmasının öngören OVP’nin can alıcı noktası iklim değişikliğini önleme ve karbon salınımını azaltma gerekçesiyle karbon vergisinin uygulamaya geçilmesiydi..
Ancak, bu önemli konu hakkında nedense vekillerden olumlu ya da olumsuz; karşı ya da yanında bir görüş duymadık..
Tabii bu konular tehlikeli konular..
Ne de olsa arkasında küresel emperyalist örgütler, kuruluşlar var. Onların dayattığı bir şeye eleştirmek, belki de milletvekilii koltuğunu bir daha görmemeye yol açabilir..
Sandwich yemek için Amerika’ya giden genel başkan dönüşünde sizin adınızı çizer ve bir dahaki milletvekili aday listesine yazmayabilir..
Onun için, en iyisi muhalefet yapıypr”muş” gibi yapmak..
Hem herkesin bildiği gündelik konuları dile getirmiş, hem de muhalefet yapmış olursunuz..
Ne gerek var alengirli konuları eşmeye, küresel elitleri, Birleşmiş Milletler denen emperyalist örgütü kızdırmanın!
Limonun fiyatını dilllendirmek varken, neden insanların bahçelerinde domates biber bile ekemeyeceğini, tavuk besleyemeyeciğini, tıpış tıpış yapay et yemek zorunda kalacaklarını anlatıp ortalığı bulandırmanın ne anlamı var..
Ağrımaz başını ağrıtmanın gereği yok..
Üstelik, nasıl olsa bir şeyler için “tıpış tıpış” gitmeye zaten yıllar once alıştırılmıştık!..