MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yıllardır, parti içinde FETÖCÜ varlığını dile getirir.. Hatta, MHP'yi Fetö'ye teslim etmeyeceğim" sözü hala kulaklarda yankılanıyor..
Sayın Bahçeli, referandum öncesinde Star ve NTV'de ortam yayınlanan açıklamalarında, MHP içerisinde hala Fetöcü olduğunu, bunların isim isim bilindiğini açıklamıştı.. Bir taraftan da, Bahçeli'nin anayasa değişikliği paketine 'EVET' demesiyle, MHP tabanına yönelik Meral Akşener pompalaması yeniden başlamıştı.. 16 Nisan'dan sonra, Meral Akşener'i yeniden parlatma, MHP'lilere "Genel Başkan" olarak kabul ettirme girişimleri çok hızlandı..
Bir taraftan sosyal medyada açılan "Meral Akşenerci" sayfalar, diğer tarafta, referandum sürecinde kol kola girdiği Halk TV, TV 1, Sözcü benzeri medya kuruluşları vasıtasıyla, artık bayatlamış olan MHP"'nin başına Meral Akşener'in getirilmesi yolunda MHP'lilere algı operasyonu yapılmak isteniyor.. Benim gibi ideolojik fikri sadece Türkçülük olan, Atsız, Gökalp, Galiyev'in fikirleri ışığında Türkçülük yolunda yürüyen insanları bile ikna etmek için sözde Türkçü paylaşımlı Meral Akşener propagandası yapılıyor.. G
eçenlerde bana mesaj atan birisi, Akşener'in ne kadar Türkçü olduğunu uzun uzun anlatmıştı.. Verdiğim yanıttan sonra, beni iradem dışında eklediği gruptan çıkardığını gördüm..
Herhalde, Meral Akşener'in Türkçülüğü üstüne görüşlerimi, gruba eklediği Türkçülerin görmesini istemedi.. Ancak, Türkçülerin benim yanıtımı okumalarına gerek yok, zira hepsi biliyor Meral Akşener'in Türkçülükle uzaktan yakından ilgisini olmadığını.. Gelelim, Meral Abla sevdasının yeniden alevlendirilmek istenmesinde MHP Genel Merkezi'nin rolüne..
Devlet Bahçeli'nin dediği gibi, AK Parti ile ilişkileri bozulan FETÖ, MHP'yi ele geçirecek parti olarak belirlemişti.. O nedenle MHP üzerinde operasyonlar yapıyordu.. Bu durumu sade MHP'liden Genel Başkanına kadar bütün MHP'liler görüyordu.. Oyunun farkındaydılar.. Bazı milletvekillerinin, TBMM'de kürsüye çıkıp, "Fetullah Gülen hareketinin vekili olduklarını" haykırdıklarını bütün Türkiye izlemişti..
Bazı milletvekillerinin siyasi iktidarın Fetö kurumlarına yaptığı operasyonlardan soluğu mahkeme binalarında aldıklarını ve başbakan ve bakanlar hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ibretle izlemiştik.. Bazı sözde MHP'li belediyelerin FETÖ belediyeleri gibi çalıştıklarına, MHP'nin oylarıyla seçilen başkan ve meclis üyelerinin FETÖ militanı gibi davrandıklarına en çok Adanalılar tanık olmuşlardı… T
arlada kurultay sürecidde, bu başkan ve meclis üyelerinin Meral Akşener için oy devşirmeye çalıştıklarını, delegeler üzerinde baskı kurmaya çalıştıklarını görmüştük.. Bazı teşkilatlarda, Fetöcü başkanların, gerçek MHP'lilerin üye kayıtlarını sildikleri, Fetöcüleri önce üye, ardından delege ve parti yöneticisi yaptıklarını izlemiştik.. Bütün bu olayların içindeki MHP'li görünümlü Fetöcülerin kimler olduğunu MHP üst yönetimi çok iyi biliyordu.. Sayın Bahçeli'nin televizyon ekranlarında dile getirdiği, kimler oldukları çok iyi biliniyordu.. Ama, devletin işlem yaptıkları hariç, hiç biri hakkında MHP Genel Merkezi tarafından en küçük bir işlem yapılmadı.. FETÖ'nün darbe kalkışmasından sonra, bir süre sesleri solukları kesilmişti.. Hatta, Devlet Bahçeli'ye bağlılık mesajları yayınlayarak, iz azdırmaya çalışmışlardı..
MHP'nin 9 ayı aşkın süredir, adları sanları, görevleri bilinen MHP içerisindeki Fetöcüler hakkında hiç bir işlem yapmaması, gelinen süreçte bu kişileri ümitlendirdi.. Referandum sonuçlarını, MHP ve Devlet Bahçeli'nin "tükenişi" olarak lanse edip, Meral ablaları için yeniden sahaya inmelerine neden oldu.. Bugün çekine çekine yaptıkları Meral Abla propagandasını çok yakında aleni yapacaklarından hiç kuşkunuz olmasın.. Çünkü, onları bu yönde cesaretlendiren, MHP Genel Merkezi'nin kendileri hakkında bugüne kadar işlem yapmaması olmuştu.. Referandum sonuçlarının MHP Genel Merkezi'nin Fetöcüleri partiden uzaklaştırma yolunda adım atmasını imkansız hale getirdiğini düşünüyorlar.. MHP Genel Merkezi, eğer acilen, partideki Fetöcüleri, milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi, il ilçe başkanı, yönetici, üye demeden tümünü kulağından tutup kapının önüne koymadığı sürece Meral ablacı tayfanın cesareti daha da artacaktır…
*
Kişisel bilgilerimiz kaça satılıyor?
Sanal alemde, kişisel bilgilerimizin, bazı uyanıklar için gelir kaynağı olduğunu biliyor musunuz?.. Siber suç dünyasında, kişisel bilgilerimizinden çok büyük para kazananlar var. Fortinet ardlı bir şirket, bu konuyu araştırmış.. Araştırma, kişisel bilgilerimizin içeriğine göre farklı ücretlerden satıldığını ortaya koymuş.. örneğin, kredi kart numaralarımız yaklaşık 0,50 dolara satılıyormuş..
Eğer bilgiler içerisinde kart kullanıcısının ismi ve PIN numarası varsa fiyatlar 2-2,50 dolara çıkıyormuş.. 2013 yılında yaşanan tarihin en büyük siber hırsızlığında, bir milyar civarında hesap bilgisini çalanlar, bu verilerin üç kopyasını kopya başına 300 bin dolara yani yaklaşık 1,1 milyon TL'ye satmışlar.. Bu da, bir hesabın 0,0003 dolara kadar satıldığı anlamına geliyormuş.. Banka hesaplarımızın fiyatı daha yüksek.. Geçen yıl bir kişi, bir bankanın hesap bilgilerini 10 dolara satarken yakalanmış..
Bu hesabın içinde 100 ila 500 dolar arasında bir miktar bulunuyormuş.. İçerisinde 20 bin dolara kadar para bulunan bin banka hesabına ait bilgilerin satış fiyatı 70 dolarakülselebiliyormuş… Normal banka bilgilerinin satış fiyatı ise 1 doların altına kadar düşebiliyormuş..
En değerli veriler ise tıbbi kayıtlarımız… Fortinet, tek bir kişinin tıbbi kayıtlarının fiyatının 10 ila 20 dolar arasında değiştiğini belirtiyor.. Bu da, siber suç dünyasında, sağlık bilgilerinin finansal bilgilerden daha yüksek olduğu anlamına geliyor.. Şimdi, üşenmeyin hesap edin.. Sizin kart bilgilerinizden, mail bilgilerinizden, banka hesaplarınızdan ve hastanelere teslim ettiğiniz sağlık bilgilerinizinden kimler ne kadar para kazanmışlar?…
*
23 Nisan nostaljisi
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını geride bıraktık.. 23 Nisan törenleri bir süredir olduğu gibi, Atatürk Parkı'ndaki saygı töreninin ardından İstasyon Meydanı'ndaki kutlama törenleri ile kısıtlandı.. Halbuki, eskiden öyle miydi.. Atatürk Caddesi boydan boya tören alanıydı..
Minik yürekler cadde boyunca yürüdüklerinde, cadde kenarındaki onbinlerce Adanalı onları alkış yağmuruna tutardı.. 1975 yılında Atatürk Caddesi'ndeki 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramın'da çekilmiş bir fotograf beni o günlere götürdü.. Görenlerde de aynı duyguyu uyandıracağından hiç kuşkum yok…
*
Mustafa Adıgüzel'i kaybedeli 2 yıl oldu
Adana'da Türkçüler, Türk Milliyetçileri, Türk İslam Ülkücüleri, Alperenler, Mustafa Adıgüzel'i çok iyi tanırdı.. Lise yıllarında Ülkücü Hareket içinde başladığı mücadelesine dönemin Türk Milliyetçilerinin sesi olan Hergün Gazetesinde gazeteci olarak devam etmişti..
Adanalı milliyetçilerin "Hergün Mustafası" idi.. Hergün Gazetesi Güney İlleri bürosunda fahri muhabirlik ve ardından Maraş olayları, sıkıyönetim ve 5 Ocak spor salonunda süren Maraş davası mahkemeleri ile adını "Hergün Mustafa'ya" çıkaracak profesyonellikte, başarılı bir gazeteciliğe de taşıdı.
Sonrasında, iş değişteirdi, Nur Kireç'in çeşitli kademelerinde görev yaptı..
Genel müdürken, geçen yıl 24 Nisan'da fani dünyaya veda etti.. Camide, namaz kılarken ruhunu Tanrı'ya teslim etti.. Ruhu şad olsun… Seni hep özlemle anacağız Hergün Mustafa'm...