MHP'li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, zor bir süreçten geçiyor.. Ceyhan'daki bir olaydan dolayı verilen ve tüm kamuoyunun siyasi olduğunu düşündüğü mahkeme kararını Gaziantep İstinaf Mahkemesi inceleyip karara bağlayacak..
İstinaf Mahkemesi onaylayacak ya da kararı bozacak.. Bu aşamada, Sözlü kadar; Sözlü'nün çevresindekilere, Sözlü'ye destek verdiğini sananlara da önemli görev düşüyor.. Yargıyı olumsuz etkilecek söylemlerden kaçınmak.. MHP Genel Merkezi, özellikle Genel Başkan Devlet Bahçeli ile Hüseyin Sözlü'nün arasının açık olduğu imajını verecek sözlerden, yazılardan kaçınmak bu görevlerin başında geliyor..
Sözlü karşıtlarının kamuoyunda yaymaya çalıştığı "Bahçeli-Sözlü gerginliği" iddialarına maalesef Sözlü'ye destek çıkma adına, Sözlü'ye yakın görünen kişiler tarafından destek verildiğini üzülerek izliyoruz.. Bazıları, Sözlü'ye destek görünümü altında yangına körüklü gidiyorlar.. Ateşe benzin taşıyorlar… "Adana Sözlü'nün arkasında. Devlet Bahçeli sahip çıkmamış. Ne yazar" şeklinde sözler ve yazılarla Başkan Sözlü'ye destek çıkıyor ayağıyla köstek oluyorlar.. Olmayan bir durum varmış gibi Adana halkına kabul ettirmek istiyorlar.. Bu tür iddiaları ortaya atıp, Sözlü'nün ayağına pranga takmak isteyenlerin bir çoğu Büyükşehir Belediyesini mesken tutmuş kişiler.. Belediye çalışanlarından daha çok Büyükşehir Belediyesi'ndeler… Yani, Sözlü'nün veya Sözlü'yü gerçekten savunan bir yakının hen an yakalayıp "Sen napıyorsun" diye soracakları kişiler.. Savunuyor görünümlü köstek olma söylemleri Başkan Sözlü'ye ne kadar ulaştırılıyor bilemem..
Ama, Sözlü'nün acilen, yanında görünüp, arkadan hançer saplayan bu tür kişileri, Belediye koridorunda yakalayıp cümle alemin içinde kulaklarını çekmesi artık bir zorunluluk.. Destekçi görünümlü köstekçilerin karar aşamasındaki mahkeme kararıyla ilgili dillendirdikleri iddiaları, onların oyunununa alet olmamak adına buradan paylaşmıyorum…
Söyledikleri, Sözlü'yü kararının onanmasına neden olacak sözler, olduğunu söyleyim siz anlayın... Hareketlerine bakıyorsun, hepsi Sözlü'yü destekliyor.. Söylediklerine bakıyorsun, hepsi Sözlü'nün ceza yemesi için uğraşıyor.. Belirttiğim gib, ağızlarına geleni söyleyen bu şakşakçıları susturmak Sözlü'nün elinde.. Vakit geçirmeden kulaklarını çekecek, ağızlarını kapayacak.. Aksi halde iddiaların sürmesinden ve yaygınlaşmasından üzülecek olan yine Sayın Sözlü olacak..
Çelikcan logodan vazgeçti
Geçtiğimiz günlerde, Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan'ın Yüreğir Belediyesi'nin logosunu değiştirdiğini yazmıştım.. Celikcan, kendisinin de 8 yıldır kullandığı Yüreğir Belediyesi logosunu, renkleri PKK'yı hatırlattığı gerekçesiyle değiştirmeye karar vermişti.. Yeni logonun tasarımının ilçeye adını veren Yüregir aşiretinin ongunun esinlenildiğini iddia ettiği basit bir logo dizayn ettirmişti..
Ancak, yeni logonun Çelikcan'ın iddia ettiği gibi Yüregir aşiretinin ongunu ile uzaktan yakından benzerlilği yoktu.. Düpedüz Mahmut Çelikcan'ın "M" harfiydi.. Yan çevirince de de Çelikcan'ın "Ç"sine benzetmek bile mümkündü.. Tepkilerden üzerine Mahmut Çelikcan geri adım atmış.. Adının başharfini Yüreğir Belediyesi logosu yapma hevesini gerçekleştirememiş.. Değişiklik geri çekilince, Yüreğir Belediyesi bildiğimiz logosunu kullanmaya devam edecek.. Mahmut Çelikcan ise uğradığı hayal kırıklığı ile kalacak…
Atatürk ve kadınlarımız
Madem bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, biz de ulu önder Atatürk'ümüzün kadınlara bakışı ile bu güzel günü kutlayalım.. Şimdilerde, etkili ve yetkili kişilerin kadınlar iş ve sosyal hayattan çekilsin dedikleri günler yaşıyoruz..
Oysa, Atatürk, Türk kadının sosyal, siyasal ve ekokomik hayatta var olmalarını sağlamıştı.. Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkı vermiş. kadınlar sadece milletvekili, belediye başkanları ve meclis üyelerini seçen kişiler olmaktan kurtulup, milletvekili, bakan, belediye başkanı, meclis üyesi olma imkanı elde etmişlerdi.. onun açtığı yoldan ekonomide söz sahibi olmuşlardı.. Onun yolundan giderek, ülkenin yönetiminde söz sahibi olmuşlardı.. Şimdi birileri, Atatürk'ün kadınlara verdiği tüm hakları, kadınların elinden geri almanın derdinde.. Atatürk'ün kadınlara verdiği hakların yanında, onlara verdiği değer de farklıydı.. Kadınların olduğu yerde onlar ayakta oturup ayak ayak üstüne atmazdı.. Onlarla birlikte ayakta dururdu..
Tıpkı, 1935 yılında Fevzi Çakmak'ın kızının nikahında çekilen bu fotoğrafta olduğu gibi… Dünya Kadınlar Günü'nde kadın haklarının en büyük savunucusu ulu önder Atatürk'ü saygıyla ve minnetle anıyorum..
Türkler ve uzun saç
Türklerde uzun saç adedi tarih sahnesine çıktığımız günden bu yana var.. İskitlerde, Hunlarda, Göktürklerde, Cengiz Kağanlığı döneminde erkekler uzun saçlıydı.. Türklerin islamlaşmasından sonra da bu adet devam etmiştir.. Örneğin, Selçuklular zamanında erkeklerde uzun saç adeti sürmekteydi.. Selçuklu zamanında erkeklerde iki tip saç mevcuttu.. Erkekler, ya saçlarını omuzlarına salıveriyor ya da başlarını kazıtıp sadece bir perşem bırakıyorlardı.. Perçem geleneği yakın zamanlara kadar Anadolu'da Yörük Türkmen aşiretlerinde devam etmekteydi..
Selçuklu tarihi uzmanı Prof. Dr. Mehmet Altan Köymen, erkeklerin bıyıklı olduğunu, ancak tarihsel kayıtlarda sakaldan hiç bahsedilmediğini belirtmektedir.. Türk erkeklerinde uzun saç, Selçuklulardan sonra kentlerde artık görülmemektedir.. İslamlaşma ile arap geleneklerinin, arap yaşam tarzının ağırlık kazanmasıyla, erkeklerin saçlarını kesip, sakal bıraktıkları konusunda tarihçiler hemfikirler.. Ancak, kentlerde kaybolan erkeklerde uzun saç, yukarıda belirttiğimiz gibi, arap kültüründen daha az etkilenen Yörük Türkmen aşiretlerinde yakın zamana kadar yaşamaya devam etmiştir.. Kentlerde de son yıllarda uzun saç yeniden yaygınlaşmaya başlaması da, Türk geleneklerine yönelmenin bir adımı olarak değerlendirimektedir. Görseldeki, Kaygusuz Abdal'ın tıpkı Bilge _Kağan'a ait olduğu sanılan heykeldeki gibi uzun saçlı olduğu görülmekte.. Araplaşmanın etkesiyle yok olan bir Türk adetinin kanıtı olarak geçmişten bugüne uzanan bir kanıt...