Partilerinden aday gösterilmeyince başka partilere yelken açıp oradan aday olan başkanlar ile bağımsızaday olmayı tercih eden başkanlar, seçimlerde beklemediklerı yenilgiye uğradılar..
Yenilgi diyorum, çünkü, hemen hepsi de sözleşmiş gibi yüzde 60 oy oranıyla kazanacaklarını iddia ediyorlardı..
Bunlardan birisi de Karasialı (eski) Belediye Başkanı Sadettin Aslan’dı..
Başka partilerin kapısını çalmaktan kendi gücüyle seçimi kazanma iddiasını sergileyen Sadettin Aslan’ı bu yönüyle diğer başkanlardan ayrı bir yere koyduğumu hemen söyleyeyim..
Başka partilerini gücünü arkasına almak yerine kendi gücüyle seçimlere girmesi her şeyden önce takdir edilmesi gereken bir tavırdı..
Şimdi diğer adayların aldıkları yüzde 8 – 9 oy oranının kaçının kendilerinin, kaçının gittikleri partilerin oyu olduğu bilmiyoruz ama, Karaisalı’da yüzde 25,43’lük oyun tamamının Sadettin Aslan’a ait olduğunu net olarak biliyoruz.
Sadettin Aslan da, seçim sürecinde yüzde 60’la kazanacağını söylüyordu..
Medyaya gönderdiği basın bülteninde bu oranla kazanacağını iddia ediyordu..
Lakin, MHP’li Bekir Şimşek 6973 oy yüzde 44,76 ile seçimi kazanırken Sadeetin Aslan neredeyse iki misli fark yiyerek 3963 oy ve yüzde 25,43 oy oranında kaldı.
Ancak sandıktan çıkan sonuç yüzde 60’ın çok altında kaldı..
Aynı ilçede İyi Partililer de adayları Kemal Metin’in de yüzde 60’la kazanacağını iddia ediyorlardı..
İyi Partililere göre, Aytaç Durak faktörü Seyhan ve Çukurova ile birlikte Karaisalı da devreye girecek ve üç aday da yüzde 60’la kazanacaklardı..
İyi Partillier yüzde 60 iddialarının Karaisalı için daha fazla dillendiriyorlardı.. Ne de olsa Aytaç Durak’ın memleketiydi!..
Onlara göre seçim haftalar öncesinden bitmiş, Kemal Metin yüzde 60’la makama oturmuş, sadece 31 Mart’ta yasal prosedürün tamamlanmasını bekliyordu!..
Sandıktan çıkan sonuç Sadettin Aslan’dan daha büyük hüsran oldu. Yüzde 60’la kazanmış ve prosedürü bekleyen İyi Partili Kemal Metin 1514 oy ve yüzde 9,71 oranıyla sandıktan dördüncü çıkmıştı..
Üç ilçede üç İyi Partili adaya yüzde 60’la seçim kazandıracak Aytaç Durak faktörü Karaisalı’da yüzde 9.71, Çukurova’da yüzde 8.55 ve Seyhan’da yüzde 6.672da kalmıştı..
Bu durumda, insan sormaden edemiyor doğal olarak: Yüzde 60’la kazanacak adayların yüzde 50’nin üzerindeki oyları nereye gitti..
Yoksa oylar da mı çukoprens almaya gitttiler?..
İyi Partili adayların nefesini kesenlerden biri de Aytaç Durak mı oldu?..
Murat Gezici anketçiliği bıraksın!
Hemen her seçimde verdiği sonuçlar sandıktan çıkan sonuçlara yaklaşamayan, her seçimde anket sonuçlarında yanılan Murat Gezici, 31 Mart seçimlerinde bir kez daha hezimete uğradı..
Anket sonucu diye açıkladı rakamların, bir kez daha gerçekleri yansıtmadığı görüldü..
Çukurova ile ilgili anketi bana, Murat Gezici’nin bu tür gerçeklerle örtüşmeyen anketleri nedeniyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kendisine yöneltilen suçlama ve yaptrırımları yeniden anımsattı..
Gezici Araştırma, Adana’daki yerel gazetelere servis ettiği “Çukurova Araştırma Raporu” adlı basın bülteninde, Çukurova’da Soner Çetin’in yüzde 39,4’le kazanacağını iddia ediyordu.
Gezici’ye göre, CHP Adayı Emrah Kozay 28.1, Cumhur İttifakı MHP Adayı Firdevs Cingözler 23.6, Dem Parti Adayları Mehmet Can Çelik/Feyruz Gümüş ikilisi 3.3, Bağımsız Göktürk Güngör 2.6, Saadet Partili Vedat Şenol Beycioğlu 1.6 ve Yeniden Refah Partisi adayı 1.3 oy oranıyla “seçimin galibi” Soner Çetin’i takip ediyorlardı..
Peki, seçim sonuçları nasıl oldu. Hangi aday kaç oy aldı?
Gezici’nin yüzde 28.1 oy oranında kalacağını ve ikinci olacağını söylediği CHP Adayı Emrah Kozay, 109432 oy ve yüzde 52.84 oy oranıyla seçimin galibi oldu. Kozay, Murat Gezici’nin açıkladığından 13.44 oranında daha fazla oy aldı.
MHP’li Firdevs Cingözler, 54158 oy ve 26.15 oranıyla ikinci oldu. Murat Gezici’ye göre ise yüzde 23.6 oranında oy alacaktı ve sandıktan üçüncü çıkacaktı.
Murar Gezici’ye göre yüzde 39.4 oy oranıyla seçimi kazanacak olan Soner Çetin, sadece 17713 oy alarak yüzde 8.55 ile ancak üçüncü olabildi.
Gezici’ye göre yüzde 3.4 oranında oy alacak ve seçimi dördüncü tamamlayacak DEM Parti adayları yüzde 1.66 oy oranıyla altıncı olabildiler.
Gezici’nin 2.6 oy oranyla beşinci olacağını açıkladı Bağımsız aday Göktürk Güngör yüzde 3.03 oranla dördüncü oldu.
Murat Gezici’ye göre ortalıkta hiç görünmeyen Zafer Partli Yarkın Koçar yüzde 2.82 oy oranıyla beşinci oldu.
Gezicini yüzde 1.6 oy alacak dediği Saadet Partili Vedat Şenol Beycioğlu 0.68, yüzde 1.3 oy alacağını ifade ettiği Yeniden Refah Partili Mustafa Geldi 1.32 oy aldı.
Sandık sonuçlarına göre, seçim dönemlerinde her gün ekrenlardan seçim sonuçlarıyla ilgili ahkem kesen, medyaya servis ettiği basın bültenleri hangi adayın ne kadar oy alacağını “istatistik bilimi” verileriyle “ilan eden” Murat Gezici, Emrah Kozay da yüzde 13.44, Soner Çetin de yüzde 30.85, Firdevs Cingözler de 2.55, Dem Parti adaylarında 1,74, Yarkın Koçar da 2.2, Güngör Vedat Şenol Beycioğlu’nda 0,92, Göktürk Güngör de 0.43 yanıldı.
Tek bildiği Yeniden Refah Partisi Adayı Mustafa Geldi’nin alacağı oy oldu. Gezici’nin 1.3 oy alacağını iddia ettiği Geldi seçimi 1.32 ile tamamladı. Böylece, Mustafa Geldi, Murat Gezici’nin alacağı oyu bildiği tek siyasetçi oldu.
İstatistik bilimi yüzde 30.85, yüzde 13.44 gibi yüksek oranlarda yanılmalar asla kabul etmez.
Bu sonuçlar, Murat Gezici’nin açıkladığı raporların bilimsel bir yönü bulunmadığını, istatistiki bir çalışma olmadığı net biçimde ortaya koymuş bulunmakta..
İstatistiki veriler diye insanlara bazı rakamlar aktaran, binlerce insanı yanıltmaya çalışan, belki de bir siyasetçiye veya partiye yönlendirmeye çalışan Murat Gezici’nin tez zamanda araştırma şirketini kapatıp, bir daha istatistik araştırma yapmaması, kendisine yeni bir iş bulması gerekiyor..
Türkçüler hangi partiye oy vermeil
31 Mart’ta bir seçimi geride bıraktık..
Son seçimde, Türkçülerin hangi partiye oy vermesi gerektiği yolunda bazı arkadaşlardan genel sorulara net bir yanıt veremediğimi itiraf edeyim..
Seçimlere girme hakkı olan siyasal partilerin yapısı, “Türkçülerin hangi partiye oy vermeleri” sorusu karşısında gönül rahatlığıyla bir partiyi işaret etmek, bir parti adını söylemeyi olası kılmıyor..
Seçime giren partiler arasında Türkçü çizgide bir tek siyasal parti yok..
Türkçü düşüncedeki bir kaç parti de bir araya gelip seçimlere girme hakkı elde etmek için çaba harcamadıkları için, Türkçüler bugüne dek her seçimde ya sandığa gitmediler ya da çeşitli nedenlerle Türkçülükle ilgisi olmayan partiler arasında seçim yaptılar..
Mevcut partilere şöyle bir bakacak olursak:
MHP, yurtsever, Türk-İslam sentezcisi. Hatta zaman zaman ümmetçi sayılacak söylemlere sahip.
CHP, yurtsever, laik bir parti.
Adalet ve Kalkınma Partisi, neoliberal, siyasal islamcı/ümmetçi.
Zafer Partisi, Türk milliyetçisi, liberal
İyi Parti, neoliberal, zaman zaman milliyetçilik, zaman zaman ümmetçilik oynayan yörüngesinin çizememiş bir parti.
Yeniden Refah Partisi siyasal islamcı/ ümmetçi.
Saadet Partisi, siyasal islamcı/ ümmetçi.
DEM Parti, neoliberal- Kürt milliyetçisi.
BBP, milliyetçi ve ümmetçi.
BTP, milliyetçi, ümmetçi.
Hüda Par, Kürt milliyetçisi, ümmetçi
DEVA, neoliberal, ümmetçi.
Memleket Partisi, sosyal demokrat
Gelecek, neoliberasl, ümmetçi.
TKP, Stalinci komünist
TKP, Stalinci komünist
Vatan, Türk milliyetçisi, sosyalist.
EMEP, Sosyalist.
HKP, Sosyalist, Türk milliyetçisi
Sol Parti, sosyalist.
Ocak Partisi, Yeni Osmanlıcı, ümmetçi.
DSP, sosyal demokrat
ABP, liberal demokrat
AB parti, liberal demokrat
DP, liberal democrat
Millet, ümmetçi
Milli Yol Partisi, milliyetçi, ümmetçi
ADP, liberal
AP liberal demokrat
YTP, milliyetçi, muhafazakar.
Yspılsraı ve kadroları gereği MHP de, CHP de gerçek Atatürkçü ya da Türk milliyetçisi çizgisinde partiler değil.
Türkçüler, 31 Mart’ta çoklukla, bu iki partiye oy vermişlerdir..
Ben ve benim gibi düşünenler, MHP yüzde üçlük oy oranlarında gezinirken, MHP'ye oy verenlerdendik. O zamanlar Türkçü bir oluşum veya teşkilat ufukta görünmediğinden, başka seçeneğimiz olmadığından ve MHP'yi ileride Türkçülerin Türk insanına kendilerinin anlatabilecek platform olarak gördüğümüz, politikalarının düzeltebileceğini düşünecek kadar iyi niyetli olduğumuzdan MHP için çalışırdık ve oy vermenin yanında değişik illeri adım adım gezerek millete MHP propagandası yapardık.
MHP'den Türkçülüğün, partinin sentezci politikalarına liberalizmi de ekleyeceği için Türkçüler için bir yol olmayacağına da elli yedinci hükümet döneminde kesin inanç getirdik.
Bundan sonra olması gereken, Türkçülerin şimdi düşünmesi ve yapması gereken şey, öncelikli tehlikeyi görmek ve buna göre hareket etmektir.
Öncelikli tehlike de; Türklük, Atatürk ve cumhuriyet düşmanı uygulamaların hayata geçirilmesi ve tüm partilerin bu uygulamalara göz yummaları, görmezden gelmeleri, hattagizli ya da açık destek vermeleridir. Bu nedenle, siyasal islamcı poltikalar uygulayan ve destek veren veren partilerden hesap soracak, onları alaşağı edecek ve iktidar olduğunda bütün bu parti ve siyasetçilerden hesap sorabilecek partiyi tahmin edip, o partiye oy vermektir.
Mevcut iktidarın ÇEDES uygulamasına onay veren, cami kapılarında kuran okuyan siyasetçilerin bolca bulunduğu benzer düşüncedeki partiler düşürülmesi beklemeden, Türkçüler olarak yapılması gereken şey, örgütlenmeye ağırlık vererek, Türkçü bir parti kuruluşu için çok çalışmaktır.
Türkçe konuşmaya dikkat edelim
Sonsuz Tanrı’nın gücü ile; Türkçe bazıların aksine bilindiğinden çok daha zengindir. yaklaşık 30 bin kadar kelimemiz vardır.
Türklerin Köktengri inancında olduğu dönemde fars-arab etkisi çok oldu ve islam öncesi çin ve tibet dillerinden çok etkilendi.
Bu dönemde Köktürkçe (Göktürkçe) ve uygurca güçlü bir şekilde varlığını korudu.
Türklerin islamı seçmesinden sonra “esenlikler” kelimesini zamanla bırakarak arapların kullandıgı “selam” kelimesini seçtiler.
Selam ya da yine arapça kökenli merhaba yerine esenlikler sözcüğünü kullanabilirsiniz.
Örneğin birine selam gönderirken “esenlikler dilerim”
Eskiden TRT’nin çok kullandığı “esenlikler dilerim” diyerek konuşmanızı bitirebilirisiniz.
Sözün özü Türkçemiz zengin ve güzel bir dildir.
Çocuklarımızı Türk diliyle eğitim yapan okullarda okutarak Türkçemizi öğretelim.
Yabancı dili öğrenmek başka ilk öğretimlerde öztürkçe kelimeler kullanılmalı okullardaki bilim dilindeki farsca, dinde arabca etkisi ve terimlerde ingilizce yunanca kelimelerin etkisi azaltılmalı, Türk Dil Kurumu’nun Türkçe karşılıkları kullanılmalıdır.
Gözden Göze, Kandan Kana ve Kalpten Kalbe esenleşmek: Özellikle Altay Türkleri arasında yaygın olan tarihteki en eski esenleşme biçimlerinden bir tanesidir. Bu esenleşme genellikle Türklerin kendi aralarındaki esenleşme biçimindir.
Esenleşme, kendi içerisinde Köktengri inancının izlerini taşır ve derin bir felsefeyi de barındırmaktadır.
Birinci aşamada, insan esenleşirken önce birbirinin gözünün içine bakar ve onu anlar (Bizdeki bir deyim gibi gözler yalan söylemez).
Daha sonra selamlaşmanın ikinci safhası olan kandan kana esenleşme bu ise kişilerin sağ ellerini birbirlerinin bileklerinden kenetleyerek yapılanıdır. Bu samimiyetin ve kardeşliğin de simgesidir (kan kardeşliği).
Esenleşmenin üçüncü aşaması ise kalpten kalbe olanı yani sarılmaktır. Bu tam olarak bizim popüler dizi Diriliş Ertuğrul’daki gibi bir sarılmadır. İki insanın özünün ve kalplerinin birleşmesini ifade eder.
Ayrıca, “Bismillahirrahmanirrahim” yerine Türkçe olan "Sonsuz Tanrı'nın gücü ile” sözünü kullanmamız daha doğru olur...
“Möngke Tengri’yin Küçüdür” eski türklewrde ve Cengiz Kağan tarafından resmi yazışmalarda kullanılmıl Öz Türkçe başlangıç tümcesiydi. “Sonsuz Tanrı’nın Gücü ile” demektir ve eski Türkçe besmele olarak tanımlanan tümcedir.
Altaylardan bir söz ile yazımızı bitirelim: Gününüz Esen Olsun...
Esen Kalın, Türk Kalın...