Dün Adana Müftüsüne bir çağrıda bulunup cenaze yemeklerinin gelenek haline geldiğini ve bunun da insanlara maddi ve manevi olarak zarar vermeye başladığına işaret ederek dini anlamda konuyu yorumlayarak bu geleneğin artık sonlanması adına harekete geçmesini istemiştim.
Adana Müftüsünden bu anlamda bir yanıt gelmedi ama eski Adana Müftüsü ve halen Ankara Müftüsü olan Hasan Çınar bu anlamda bir açıklama yaptı.
Duyarlı davranış sergilemek böyle bir şey olsa gerekir.
Sayın Ankara Müftüsü uzun yıllar Adana’da görev yaptı. Son kararname ile Ankara’ya tayin olmuştu.
Hasan Çınar, vefat eden kişinin ardından yemek konusunda üçü, yedisi, kırkı veya elli ikisi diye günlerde yemek verme gibi bir dini vecibenin olmadığını ifade ederek konuya açıklık getirdi.
Fakir ve fukaraya yardım etmenin daha doğru olacağını ve vefat eden kişinin arkasından dua etmenin en doğru yöntem olduğunu açıklayan Müftü Çınar, aynı zamanda geleneklere de ‘hiç gerek yok’ babından yanıtla açıklık getirmiş oldu.
İnşallah Adana Müftüsü de bu anlamda birkaç kelam eder. Hoş, sadece bu konuda değil Adana Müftüsünün diğer konularda da çok açıklayıcı bir yöneticilik anlayışı içinde olmadığını, Hasan Çınar dönemindeki müftülük yönetiminde daha farklı davranarak biraz daha ‘kapalı’ bir yönetim anlayışı ile idarecilik yaptığını yaşayarak hissediyorum.
Vardır elbette bir bildikleri…
Sözün özü, cenaze yemeklerinin artık son bulması adına çağrımızı bir kez daha yenilemiş olalım ve geleneklerden vazgeçelim. Bu eziyete de son verelim.