Size bir soru sorsam ve ‘Milletvekili adayı olsanız, seçmene hitap eder iken ne konuşursunuz?’ desem ne yanıt verirsiniz?
Adana Milletvekili adaylarının konuşmalarını zaman içerisinde belirli toplantılarda dinleme fırsatım oluyor. Vekil adaylarının konuşmalarını dinleyince partilerinin genel başkanlarının veya Cumhurbaşkanı adayının mitinglerde, televizyonlardaki konuşmalarının birer kesitini dinlemiş gibi oluyorum.
İktidar partisi milletvekili iseniz, bugüne kadar iktidar partisinin yaptığı hizmetleri anlattıklarına tanıklık ediyorum.
Yarına dair verebilecekleri sözleri kendileri adına bireysel olarak veremedikleri içinde parti politikalarının ifadelerine paralel sözlerle durumu kurtarıyorlar diyerek görüyor ve değerlendiriyorum.
Hatiplik herkese has bir özellik değil elbette. Kimisi düz konuşur, konuştukça insanlar ‘biran önce sözleri bitse de gitsek’ yapar.
Kimileri de konuştuğunda gözlerinizin içi açılır ve onun konuşmasını gittiğiniz her yerde anlatmaya başlarsınız.
Siyasetçilerin hatip olanı da var, olmayanı da…
Ailesinin kırk yıllık partici olduğunun arkasına sığınıp ailesini anlatan da var, mesleğindeki başarısını anlatarak siyaset yaptığının tam farkına varamayanlar da var.
Hala milletvekili adayı olduklarının farkında olmayıp bu moda ısınamayan da var.
Geçmişinden söz ederek partilisine sahiplenme duygusu aşılayanlar da var.
Uzun yıllar siyaset yazan ve siyasete takip eden bir gazeteciyim. Bu dönem aday olarak listelere giren isimlerin hitabet güçlerinden daha çok kenti adına neler yapabileceklerini sorgulayarak onların adaylığını değerlendirmeye çalışıyorum.
Bunu yapar iken de elbette adayların kenti adına neler yapacaklarını anlatmalarını istiyorum kendilerinden. Orada başlıyor hitabet ve etkileme sanatı…
Yüksek ses tonu ile konuştuklarında karşısındaki topluluğu etkileyeceğini düşünerek kendini ispat etmeye çalışan adayları görünce de ‘daha önünüzde çok uzun zaman var. Öğreneceksiniz’ diyerek içimden not veriyorum.
Konuşmak elbette bireysel bir davranış şekli…
Seçmen üzerinde inandırıcı olmak bambaşka bir şey…
Hoş, son yıllarda partilerin genel politikaları ile milletvekillerinin meclise yerleşmesi söz konusu oluyor. Yani bireysel beceri ikinci planda kalıyor.
Özellikle Ak Parti’de bu dediğim biraz daha belirgin bir şekilde ön plana çıkıyor.
Şu ana kadar konuşmalarını dinleme fırsatı bulduğum CHP’den 15, Ak Parti’den 3, MHP’den de 1 milletvekili adayı oldu. 19 ismi dinledim ve hiç birisinin ağzından ‘benim Adana’ya ait şu projem var’ diyerek bir tek söz duymadım.
Sanırım 24 Haziran’a kadar duymayacağım, duyamayacağım…
Sebebini de biliyorum. Türkiye’de adayı genel merkezler belirlediği için kentlerin de aslında kaderini genel merkezler ve genel başkanlar belirliyor.
Durum böyle olunca ortaya çıkan sonuç da bu oluyor.
24 Haziran’a kadar parti genel başkanlarının geleceği Adana’ya dair, kentimize ait bir tek projesi olan vekil adayı çıkar ise karşıma onu da sizlerle paylaşacağım.
Maalesef azıkları boş…