Türkiye genelinde Sağlık Bakanlığı yeniden bir yapılanma içerisine girdi.
Bakanlık düzeyinde yapılan toplantılarda sağlık teşkilatlarında aksayan yanlar tespit edilerek bu sorun çözülsün adına bir dizi önlemler alındı.
Bunun yansımasını da önümüzdeki günlerde göreceğiz. Birbirinden bağımsız gibi hareket eden Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği, Halk Sağlığı Merkezi ve İl Sağlık Müdürlüğünün bir çatı altında toplanması yani yeniden eski sisteme dönülmesi yönünde bir dizi önlemler alındı.
Bunlar da hayata geçirilmeye başlandı. Hastaneler kapatılıyor, hastaneler birleştiriliyor ve şehir hastanelerinin daha güçlü konuma getirilmesi adına da çalışmalar yapılıyor. İşte bunlar yapılır iken bazı aksaklıklar da gözden kaçmıyor. Şimdileri ast ve üst kargaşası başladı sağlık teşkilatında…
Kim, kimin altında çalışacak? Kim müdür olacak?
Müdür olan kişinin konumu ne olacak? Bütün bunlar aslında sıkıntıyı beraberinde getirdi.
Örneğin, Adana Şehir Hastanesi’nin yöneticisinin Prof veya Doç gibi akademisyen bir kişiden olması halinde, Şehir Hastanesinin bağlı olduğu Adana İl Sağlık Müdürü pratisyen bir hekim olabilir mi? Uygulama hastanesinin yöneticisi akademisyen olur iken, il sağlık müdürü pratisyen bir hekim olabilir mi? Sıkıntı burada…
Kim kimin altında çalışacak ve bu çalışmalardan verim alınacak mı? İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde hizmet verecek olan Kamu Hastaneleri Birliği ile Halk Sağlığı Merkezinden sorumlu kişiler il sağlık müdür yardımcısı gibi hizmet verecek. Böyle bir ortamda uzman doktor, akademisyenlere nasıl olacak da başkanlık edecek?
Yöneticilik yapacak? Bu çelişkinin biran önce çözülmesi gerekiyor. İnşallah yine ‘ekipçilik’ yapılmaz ve birileri hak etmediği halde bir yerlere müdür yapılmaz. Vizyonu geniş insanların başkanlık edeceği bir yönetim tarzı ile sevk ve idare gerçekleşir.
Adana Şehir Hastanesi’nin yeni hizmete girmesinden kaynaklı bazı aksaklıkların varlığını halkımız görmeye, yaşamaya başladı. İnşallah bu sıkıntılar da biran önce giderilir.
Asıl olan sağlıktaki ‘menzil’ yapılanmasının artık kökünden kazınması gerekiyor. Özellikle açılan ihalelere dikkat edilmesi gerekiyor.
Liyakatin ön plana çıkarılması, Adana’ya hizmet verecek ehil insanların siyasi görüşlerini bakılmadan mevki ve makamlara getirilmesi gerekiyor.
Bütün bunlar yapılır iken de illerdeki sağlıktan sorumlu vali yardımcılıklarının da bu anlamda donanımlı isimlerden oluşması, medyada yer alan haberleri öncelikle dikkate alarak teşkilat bazında yaşanan olumsuzluklara anında müdahil olunması gerekiyor.
Yeni sağlık bakanımız Ahmet Beyden inanın bu anlamda beklentilerimiz var ve özellikle Adana gibi sorunlu bir kentte sorunları da çözmek adına radikal kararların atılmasını beklediğimiz gibi yüksek beklentilerimiz var.
Eğer bunlar gerçekleşmez ve sağlık teşkilatı yine eski bildik, tanıdık uygulamaları ile hedefsiz, vizyonsuz ve ehliyetsiz kişilerle yönetilir ise o zaman sorunu çözmek yerine yeni sorunları eklemiş olursunuz. Bizim bu öngörülerimizi ve taleplerimizi bizden iyi bilen Sağlık Bakanlığı yetkililerinin varlığından haberdarız. Yeter ki işin içine siyaset bulaşmasın.
Aile hekimleri dahi bu konulardan rahatsızlık duymaya başladılar. Şu aile hekimlerinin dertlerini de dinleyerek isteklerinin yerine getirilmesi adına acil bir çalışma başlatılsın diyerek bir talebimiz olsun Ankara’dan…
Bizim kadar kafa yoran sağlık yöneticileri dahi yoktur belki de işin özünde ama biz Adana için sağlık reformu niteliğinde alınan kararları ve uygulamaları bu hükümetin iyi pazarlaması, insanların mutluluğu adına çalışması gerektiğine inanıyorum.
Ümit ediyorum ki görülen yanlışlıklardan ders alınıp geri adımlar atılarak gereği yapılır. Adana’nın sorunlu olan 5 resmi kurumundan birisi olan sağlıkta en azından Adana adına radikal kararlar alınmalıdır diyerek sözlerimize nokta koyalım ve bekleyelim.