Ne siyasi partilere nede siyaset yapanlara aklım fikrim ermez oldu. Mevlana gibi başımızı döndürdüler. ‘Ondan da bunu beklemezdim’ diyebildiğim isimlerin U dönüşlerini görünce artık siyasi anlamda hiçbir konuda ‘olmaz’ diyerek bir ifade kullanmak istemiyorum.
Ve de kullanmıyorum…
Çukurova’da oturuyor, Sarıçam’dan meclis üyesi yazılıyor. Adana’da oturuyor, Karataş’tan, Ceyhan’dan meclis üyesi yazılıyor.
Milletvekili orta yere düşmüş. Kendine yakın isimleri meclis üyesi yazmak adına listelere müdahil oluyor.
Partinin içindeki iki milletvekili ayrı baş çekerek kendi dedikleri olsun adına gruplaşıyor. Adana’nın ‘patronu’ kim olsun? Diyerek yarış içine giriyorlar.
Eski MHP ilçe başkanı İYİ Parti’den meclis üyesi oluyor. Eski CHP’liler İYİ Partili oluyorlar!
Daha o kadar olumsuz yaklaşımları yazabilirim ki sizlere aklınız dahi almayacak kadar başımızı döndüren gelişmeleri buradan dile getirebilirim.
Siyasette omurga kalmadı. İlke kalmadı. Siyasi nezaket ortadan kalktı. Eskiden el altından yapılan siyasi manevralar artık aleni, açıktan yapılır oldu.
Partiler arasında gidip gelmeler o kadar ayyuka çıktı ki, parası olanların siyaset yapmaya çalıştığı bir ortamda ‘götürenler’ kadar aracılar da artık nemalanıp ceplerine indirmeye başladılar.
Bütün bunların çözüm yolu var mı?
Bence var…
‘Siyasi partiler yasasını’ değiştireceksiniz. İlkeleri koyacaksınız, sınırlandırma getireceksiniz.
Parti değiştirmelere kıstas, parti genel başkanlarının elindeki yetkileri alacaksınız. Halkın katılımını sağlayacak bir yasayı ihdas edeceksiniz. Sorun kökünden çözülür.
Bunu yaparlar mı genel başkanlar bir araya gelerek?
Asla yapmazlar. Çünkü yetkinin ellerinden gitmesine izin vermezler.
Bizde daha çok bu tür U dönüşlerini yazmak durumunda kalırız.
Allah sonumuzu da pek hayırlı etmiyor bunun yüzünden!