İktidar olmak ne kadar zor ise muhalefette olmak da bir o kadar bu memlekette!
Muhalefet, iktidarı eleştirmekten ileri gidemez ise çözüm üretemezse ömür boyu muhalefet kalmaya mahkumdur. İktidar ise muhalefetin zafiyetinden yararlanarak ayakta kalmaya çalışırsa, iktidar olmaktan daha çok vasatın altında yönetim anlayışı ile ülkenin zamanını boşa geçirmesine neden olur.
Türkiye’deki tablo iktidar ile muhalefetin birbirine benzer olması gibi görünüyor buradan baktığında. İktidar, sürekli eleştirilecek yanlışlıklara imza atıyor. Muhalefet ise çözüm odaklı olmayınca ağustos böceği gibi ötüp duruyor!
Muhalif olmak zor zanaattır. Herkes muhalifliği sürdüremez, kalıcı olarak sürdürüp beceremez.
Adana’da yerel yönetimlerin iktidar ve muhalefet kanadını inceleyerek önemli bulduğum bir konuyu burada siz kıymetli okuyucularımla paylaşmak istiyorum.
Adana Büyükşehir Belediyesi, muhalefet partisi olan CHP’nin belediyesi olarak bundan 5 yıl önce halkın oyu ile ‘yerel iktidar’ olduklarında Adana halkı büyük ümitler beslemişti. Kalıcı ve eser sayılacak nitelikte hizmetlere imza atacaklarına inanarak 25 yıl sonra CHP’yi Adana’da iktidar yaptı.
Gelinen noktada beklenenler gerçekleşmedi. Bazı bahanelerin arkasına sığınılarak yönetim tarzı ortaya koyan CHP’li Büyükşehir Belediyesi, şimdileri ‘bir beş yıl daha’ diyerek halkın önüne çıktı.
Bu halk bir beş yıl daha muhalefetin belediyesi olup yerelde iktidar olan CHP’li Büyükşehir Belediyesi’ne ‘kredi’ verir mi?
Bana göre çok zor görünüyor.
Son Büyükşehir Belediyesi rüşvet operasyonunda ortaya çıkan tabloya hiç baktınız mı?
Başkan ve idare, ‘algı operasyonu’ yapılıyor diyerek feryatları kopardı. Ortaya çıkan sonuç ise hiç de öyle olmadı. İşin garip yanı bu kadar yolsuzluk ve hukuksuzluğun arkasında olan kişiler ise adeta ‘temiz’ görünümlü isimler oldular.
Son Büyükşehir Belediyesi operasyonu bana göre 3 yıldır konuşulan hukuksuzluğa ‘adaletin, polisin, kolluk kuvvetlerinin’ el atmasıydı. Biraz daha ileri gitseler daha çok önemli operasyonların yapılacağını belki ileriki günlerde hep birlikte yaşayarak görürüz.
Muhalif olarak ‘kendini savunanların’ hiç de karneleri iyi değil. Dürüstlük adına söylemlerde bulunmak kolaydır. Lakin önemli olan dürüst kalabilmektir.
Kendi adıma Adana Büyükşehir Belediyesi’nin uygulamalarının hiç de o kadar savunulacak nitelikte olmadığını yaşadığımız örnekleriyle gördüğümüzü belirterek ‘savunmaları bana inandırıcı gelmedi’ şeklinde yorumlamakla mükellefim.
Dost acı söyler. Zeydan Karalar’ın özellikle kendi basınını, kendi müteahhidini, kendi çevresini yaratmaya yönelik eylemlerinin bugün sonuçlarını görüyoruz, yaşıyoruz.
Daha dokunulması gereken çok olaylar, kişiler var bu şehirde diyelim ve beklentiyi yükseltelim!