Çiftçinin en büyük girdisi olarak bilinen gübrede yeni bir kriz kapıya dayanır gibi görünüyor. Bu kriz nasıl aşılacak? Onun da acilen düşünülerek önlemlerin alınması gerekiyor.
Küresel piyasalardaki gübre ve gübre hammaddesi fiyatlarındaki aşırı yükseliş ve talep daralması nedeniyle hammadde temini ve gübre üretimine bazı fabrikaların ara vermeye başladıklarını öğrendik. Bu bir krizi doğurur mu? Sanırım doğuracak gibi.
Üretim üzerinde baskı kuran yüksek hammadde fiyatları yüzünden fabrikalar üretimine durduruyor. Son olarak Ege Gübre böyle bir karar aldı.
İç piyasada talep daralması yaşanmaya başlanmış. Kompoze gübre konusunda sıkıntı yaşanıyor. Fiyatlar fırladı, insanlar tarlalarına gübre atamaz duruma geldi. Buğday rekoltesinde gübreyi zamanında ve tam olarak atamama nedeniyle verim düşüklüğü de yaşandı. Ortalama olarak dönüm başına 500 kilogram verim alan buğday üreticisi, gübreyi tarlasına atamayınca bu miktar 300 kilograma kadar düştü.
Tarım Bakanlığımızın acilen bir çalıştay yaparak tarımda girdi maliyetlerinin yüksekliğinin önüne geçme adına bir çalışma başlatması gerekiyor. Ben böyle düşünüyorum. Buğday fiyatlarının şu gün olmuş hala açıklanmamış olması da ayrı bir sorun. Buğday üreticisini tüccara boğdurmamak gerekiyor.
Gübrenin hammaddesinin ithal ediliyor olması maliyetleri yükseltiyor. Bu bir gerçek…
Ancak aşırı derecede gübre fiyatlarının yükselmesinin biraz da aç gözlülükten kaynaklandığını arazide hissediyoruz. Depolarındaki gübreleri fiyat artışını gerekçe göstererek artıran spekülasyona sebep olan satıcılar yok mu? Var…
Dolar ve Euro gibi anlık gübre fiyatlarının belirlendiği bir ortamda çiftçilerimiz sezonu geçirdi. Verim düşüklüğü ile de sezonun meyvesini olumsuz anlamda aldı! Gübre fiyatlarının artışı aynı zamanda sahte gübrelerin de ortaya çıkmasına neden oldu. Gübrede sahtecilik olur mu? Bunu ancak çiftçilerimiz yaşadıkları için bilirler.
Aslında tüm olumsuzluklar birbirini tetikliyor. Gübre yüzünden insanlar buğday ektikleri alınları daraltıyor. Rekolte düşüyor. Buğdayda kriz yaşanınca bu da ekmek fiyatlarına direk yansıyor. Bir çuval un 260 liradan 400 liraya yükseliyor. Un fiyatları yükselince ekmek fiyatları yükseliyor. Demem odur ki, tüm girdilerin artışı insanlara yani tüketicilere de otomatik olarak yansıyor. Silsile olarak…
Girdi maliyetlerin artması sadece buğdayı etkilemiyor elbette. Tüm tarımsal ürünlerde kendisini hissettiriyor. Önümüzdeki günlerde soya, mısır, ayçiçeği gibi diğer ürünlerde de bu sıkıntı yaşanacak. Bu nedenle Tarım ve Orman Bakanlığımızın bir çalıştay yaparak çiftçilerimize yol haritası göstermeleri gerekiyor.
Hayırlı hasat dönemi diliyorum.