Köylerden sütü toplayan satıcılar bu sütleri mahalle aralarında araçlarla dolaştırarak sizlere ulaştırırlar. Annelerimiz sütten yoğurt yaparlar. Çocukların ihtiyaçlarını her türlü karşılarlar. Bu süt satıcıları da üç beş kuruş para kazanırlar.
Son dönemlerde bu süt satıcıları tamamen ortadan kalktı. Yani sokakta süt satanlara bir şekilde yasak getirilip bu uygulamaya nerede ise son verildi. Bazı küçük merkezlerde kıt kanaat bu işi yapanların dışında artık büyük mandıralarda sütler toplanmaya başlanıldı. Toptan sütü alıp kullanan işletmeler çıktı piyasaya.
Süt fiyatları da aldı başını gitti. Pandemi sonrasında yeni Dünya şekillenmesiyle süt ve et fiyatlarında oluşan bir krizle karşı karşıyayız. Türkiye’de sütte artan üretim kapasitesiyle dünyada ve Avrupa’da önemli bir noktaya gelindi. Bunun devamlılığı için sektörde faaliyet gösteren üreticilerin yeterli ve sürdürülebilir gelir seviyesine ulaşmaları önemlidir. Son günlerde özellikle süt üreticileri Ulusal Süt Konseyi süt tavsiye fiyatı konusunda büyük bir beklentiye girdi.
Kamuoyundan hazine ve maliye bakanlığının etkisiyle sütte fiyat artışı yapılamadığı yönünde bir kanaat oluştu. Üretici tarafı prim desteğinin arttırılmasının kısa vadede üreticiye bir faydasının olmadığını belirtmektedir. Çünkü bu prim artışının hem yetersiz olduğu hem de en erken 8 ay sonra ödenecek olması üretici için olumsuzluk meydana getirmiştir.
Temel olarak şunu ortaya koymak gerekir ki; süt fiyatlarında yetersiz bir fiyatlama netice olarak süt sığırlarının ve dişi hayvanların erkenden kesime gitmesine neden olur. Bunu ülkemiz 2007-2008 süt krizinde yaşadı ve o günlerin sonucu olarak maalesef Türkiye kırmızı ette ithalatçı duruma düştü.
Bütün bunları bilerek hareket etmekte yarar var diye düşünüyorum. Süt fiyatlarının yetersizliği de üreticiyi memnun etmiyor.
Aynı şeylerin tekrardan yaşanmaması için neler yapılmalıdır? Sütün maliyetini aşağıya çekmek adına, ucuz süt satışını sağlamak adına Türkiye’nin mera yönetiminin acilen güncellenmesi, mera kanununun üretimi teşvik edecek şekilde revize edilmesi gerekiyor.
Yem fiyatlarının aşağıya çekilmesi gerekiyor. Maliyetler aşağıya çekilmez ise ne mahalle arasında süt satıcılarına ulaşabiliriz. Ne de sütten elde edilen ürünlerin fiyatlarını marketlerde aşağıya çekmek mümkün olur. Bir litre süt 17 liraya satılır mı? Marketlerde satılıyor maalesef! Kimsenin de umurunda değil gibi satılıyor hem de… Okul sütü programı yeniden hayata geçirilmelidir.
İyi beslenemeyen bir nesil düşünün. Bu neslin ileriki yıllarda yaşayacağı sıkıntıları şimdiden kestirebiliyoruz. Yurttaş aynen şunu söylüyor. “Çocuğuma süt ve süt ürünlerini yediremez olduk’
Bu tehlike değil mi? İyi beslenemeyen çocuklarımızın geleceğinde sıkıntı yaşanmaz mı?
Sözün özü, mahallenin sütçüsünün çığırtkanlığını unuttuk. Sofralardaki sütten, süt ürünlerinden kestik. Ortaya çıkan tablodan da hiç ama hiç mutlu değiliz. Acil önlemler alınarak eski o güzel günlere, ucuzluğun söz konusu olduğu günlere biran önce kavuşmak dileğimizdir.
Köylünün durumunu bilmeyen yok, üreticinin yaşadığını söylemeyen kalmadı… Ama sonuç ortada…
Her şey oluruna gidiyor…
Bize de seyretmek düşüyor. Acil önlem alınmalıdır diyoruz. İnşallah bu konuda Tarım Bakanlığı elini çabuk tutarak kötü gidişata karşı önlem alır. Mutlu günlerde buluşmak dileğiyle…