EDİBE GÜLNAR

EDİBE GÜLNAR

23 Eylül 2025 Salı

EDEP YAHU!

EDEP YAHU!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İnsan biraz utanır, arlanır. Hayâ duyar. Edepsizliği görünce de bize de ‘Edep yahu’ demek düşer.

Manifest Grubu isimli sahnede hayâsızlık örneğini gösteren sözde bir müzik gurubunu görünce ‘Edep yahu’ deme ihtiyacı duydum. Edep yahu demek, ahlaka uygun davran, yaptıklarından utan demektir. Bu kızlarda edep kalmamış bence.

Sahnedeki şovları resmen müstehcenlik…

Türk insanının yetiştirdiği kızlar böyle olamaz. Teşhir etmedikleri bir şey kalmamış. Genç nesillere kötü örnek olma adına bu tür sahne yapanlara bir bayan olarak izin verilmemelidir diye düşünüyorum. Bu anlamda bu gruba karşı duruş sergileyenleri de haklı buluyorum.

Hepimiz genç kız olduk. Bu evrelerden gelip geçtik. Bu tür bir teşhirciliği de ne gördük, ne de yaşadık.

Devletin resmi kurumları da bu konuda soruşturma başlatmışlar. Ellerine, kollarına sağlık.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, grup üyelerinin hareketlerinin “edep ve törelere saldırı niteliği taşıdığı” açıklamasında bulunmuştu. Bu kapsamda, Basın Suçları Soruşturma Bürosu’nda ifade veren grup üyeleri, adli kontrol talebiyle sulh ceza hâkimliğine sevk edildi. Hâkimlik, Manifest üyelerinin yurt dışına çıkışını yasakladı ve belirli aralıklarla imza atma şartıyla serbest bırakılmalarına karar verdi.

Belki bu karardan sonra uslanırlar. Akılları başlarına gelir.

Bu grubun Adana’da da sahne alacağına dair bilgilere ulaştım. Adana Valiliği sanırım bu konuda izin vermez bu hayâsızlığa.

Bu kızların anneleri, babaları yok mu? Aileleri bu kızlara niçin müsaade ederler? Teşhircilik boyutundaki bu sahneleri onlar izlerken hiç mi utanmazlar?

Bunu da anlamış değilim. Sonuç itibariyle ahlaki çöküntü yaşıyoruz. Bunun da biran önce önüne geçilmesi gerekiyor.

Devamını Oku

CHP’Yİ BEKLEYEN TEHLİKE

CHP’Yİ BEKLEYEN TEHLİKE
0

BEĞENDİM

ABONE OL
15 Eylül tarihinin CHP adına önemli bir gün olduğunu daha önce bu köşeden okuyucularımıza duyurmuştum. CHP’deki bu iç çekişmelerin partiye zarar verdiğini belirterek ileride doğacak olumsuzlukları kendi yorumumla dile getirmeye çalışmıştım.
15 Eylül tarihine bir hafta kaldı. CHP’ye mahkemenin mutlak butlan kararını vermesi bekleniliyor. En azından bu beklenti ihtimal olarak karşımızda duruyor. CHP yönetimi bu karara karşı harekete geçerek kurultay kararı aldı. Kurultay günü de 21 Eylül olarak belirlendi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e göre, mutlak butlan ile yönetime gelecek kişinin CHP Genel Başkanlık koltuğunda 6 gün oturacak!
Peki, durum böyle mi? Başkaca ihtimaller yok mu?
15 Eylül, mutlak butlan kararının çıktığı tarih olsun. Diyelim ki mutlak butlan kararı çıktı. Bu karar ile mevcut kurultay delegelerinin tamamı yok hükmüne düşüyor. 21 Eylül tarihinde delegesin kurultay seçimi yapılabilir mi?
Yok sayılan delege oy kullanamaz.
Peki,  bu durumda mutlak butlan olarak gelen kişi Kemal Kılıçdaroğlu olursa, CHP’de neler yaşanır.
İhtimaller üzerinden konuşmak gerekirse, CHP üç ayrı parçaya bölünebilir!
Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi CHP’nin başına geçer.
Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu ekibi yedek bir parti kurup oraya geçerler!
Mansur Yavaş ise ne Kemal Kılıçdaroğlu ile beraber olur. Ne de Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu ile… Mansur Yavaş ve ekibi bağımsız kalır.
Böyle bir ihtimal var mı?
Mutlak butlan kararı çıkarsa ve delegeler yok hükmünde olurda kurultay 21 Eylül’de yapılamaz duruma gelirse ihtimaller arasında bunlar da var.
Bu arada CHP’nin ilçe ve il kongreleri de bütün hızıyla devam ediyor. Eğer böyle bir bölünme olursa CHP’nin ilçe ve il kongreleri de sekteye uğrar.
Adana’da ilçe kongreleri öncesinde mahallelerde delege seçimleri gerçekleştirildi. Ekim ayının sonuna kadar yani Kasım ayının başına kadar tüm ilçe ve il kongrelerini yapacak olan CHP’de yeni teşkilatlar kurulur mu? Bu mutlak butlan kongrelere nasıl etki eder?
Yani ortada çok ihtimalli denklemler var.
CHP’nin içine düştüğü duruma bakar mısınız? Ne hallere geldi koskoca bir parti.
Devamını Oku

SANCILI ZİL DÖNEMİ

SANCILI ZİL DÖNEMİ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

2025-26 eğitim ve öğretim dönemi pazartesi günü başlıyor. Zil çalacak ve dertler artacak. Veliler, öğrencilerinin ihtiyaçlarını karşılamak adına kendilerini zorlayacaklar.

Kırtasiyenin yanına yaklaşılmıyor. Okul masraflarının en büyük kalemini okulların talepleri oluşturuyor. Servis parası aldı başını gitti. Birden fazla çocuk okutan ailelerin hali perişan…

Ve yeni dönemde sancılı zil çalacak. Veliler ise zorlandıkça zorlanacak.

Ekonomik durumu iyi olup çocuklarını özel okullarda okutabilme imkânı bulan insanları oranı yüzde 5’i geçmiyor. Geri kalan yüzde 95 yurttaş ise devlet okullarında ağır ekonomik koşullar altında çocuklarını okutmaya çalışıyorlar.

Üniversite bitiren gençlerin meslekleriyle ilgili bir iş bulamadıkları ve diplomalarını kullanamadıkları Türkiye’nin koşullarından bahsediyoruz. Milli eğitim politikasının yıllardır yanlışlığından söz eden konunun uzmanlarına ve paydaşlarına kulak vermeyen bir eğitim sistemi ile çocuklarımızı yetiştiriyoruz.

Okul temizliğini yapacak personelin olmadığı, okul tuvaletlerinin ve okulun genel temizliğinin yapılması adına temizlik malzemelerinin yetersiz olduğu okul durumlarının günlerce haber yapıldığı bir Türkiye gerçeği ile yeni ders yılı zili çalacak.

Bir önceki yılın kıyafetleriyle idare eden öğrencilere yeni dönemde bir de forma zorunluluğu getirildi. Yakın zamanda okul aile birliklerinin belirlediği okul formalarının durumu ile ilgili olumsuz haberlerle karşılaşmaya kendimizi hazırlamamız lazım…

Okulların güvenliği de çok önemli yeni dönemde. Buna da özellikle dikkat edilmesi gerekiyor. Genelde kıyı kenar mahallelerdeki okulların önlerinde çocuklar sokak köpekleriyle karşılaşıyorlar. Bu tehlikenin de dikkate alınıp sokak köpeklerinin saldırısına çocuklarımızın uğramaması adına dikkat edilmesi, adımların atılması gerekiyor. Bu konuda özellikle belediyelerin harekete geçmesi gerekiyor.

Bir yıl önce alınan bir kararla aynı sınıfta eğitim ve öğretim görmek isteyen öğrencilerin aynı sınıfta okumalarına imkân vermeyen bakanlık uygulamaları sıkıntı doğurmaya başladı. Bir ailenin ikiz çocukları var. Bu çocukların ikisi de ayrı sınıflara düşüyor. İkizleri aynı sınıfa alabilmek ancak bilgisayar sistemi ile mümkün oluyor. Bunu temin etmek de zor…

Yani çocukları aynı sınıfta bir arada tutabilmek bile zor bu sistemde…

Netice itibariyle sancılı zil dönemi başladı. Tüm velilere kolaylıklar diliyorum.

Devamını Oku

15 EYLÜL’DE NE OLUR?

15 EYLÜL’DE NE OLUR?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

CHP için 15 Eylül tarihi kritik bir tarih. CHP’nin kurultayı bilindiği üzere mahkemeye taşındı. Dava açıldı. Bu dava ile ilgili 15 Eylül tarihinde bir karar çıkarsa bu karar CHP’yi ve Türk siyasetine nasıl etkiler?

İşte bu soruların yanıtının arandığı günlerde CHP’de temkinli bir bekleyiş sürüyor. Bir yandan ilçe kongrelerini yapmaya hazırlanan ve mahallelerde delegelerini seçen CHP, diğer yanda 15 Eylül tarihini bekleyen CHP’nin genel merkez yöneticileri.

15 Eylül’de kurultay davasından kurultayın iptaline ilişkin bir karar çıkarsa CHP ne yapacak?

Böyle bir ortamda Kemal Kılıçdaoğlu’nun CHP’ye bir anlamda ‘KAYYUM’ gibi atanmasını bekleyenler de var. Kemal Kılıçdaroğlu ekibi, 15 Eylül tarihinde bu istikamette bir kararın çıkmasını bekliyorlar. Karar çıkar da Kılıçdaroğlu’na parti emanet edilirse Özgür Özel’in ekibi Kemal Bey tarafından dağıtılıp sil baştan bir ekip kurulacağa benziyor.

Bu gerçekleşirse CHP’nin il ve ilçe başkanlıkları, parti meclisi üyeleri ve üst düzey tüm yöneticileri yürütmelerdekiler de dâhil olmak üzere yenilecek. Yani Kemal Bey, kendi ekibini iş başına getirecek.

Beklentiler bu istikamette CHP’de…

Şayet mahkemeden kurultayın iptali istikametinde bir karar çıkarsa siyasette yeniden karışıklıklar söz konusu olacağa benziyor. İktidarın da aslında beklentisi bu istikamette. Yani CHP sorunlarıyla uğraşırken iktidar yoluna devam etmek istiyor.

İstanbul CHP İl başkanlığı seçimleri de biliyorsunuz ki yargıya taşındı. Yani CHP her şekilde yargı önünde. Belediye başkanları tutuklu, meclis üyeleri cezaevinde. CHP bütün bunların yanında bir de sanırım kurultayın iptali ile uğraşacak.

Şayet kurultay iptal edilmezse Özgür Özel’in kazanımları parti tabanında iyice yer edinip Özel’in ayakları iyice yere basacak.

Adana özeline gelecek olursak, CHP Adana İl Başkanının yeniden görevine devam etmesi bekleniliyor. Lakin ilçe başkanlıkları seçimlerinde rahatsızlık duyulan bazı ilçe başkanlarının aday olsalar dahi kazanmaması adına şimdiden delege tabanında geniş bir çalışmanın yürütüldüğü gözleniyor.

15 Eylül’ü beklemek lazım. CHP adına önemli bir gün olan bu günde bakalım CHP adına nasıl bir karar çıkacak. Hep birlikte izleyip görelim.

 

Devamını Oku

AK PARTİLİ OLMAK AYRICALIK MI?

AK PARTİLİ OLMAK AYRICALIK MI?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Dün televizyonu izlerken ilginç bulduğum bir haberi görünce bunu siz kıymetli okuyucularımla paylaşmak istedim.

AK Parti’nin Karabük Belediye Meclis Üyesi İrfan Topçu, sosyal medya hesabından bir mesaj yayınlayarak arabasının trafik tarafından çekilmesini hukuksuz bulup partisinden istifa etmiş.

Yaptığı paylaşımda ‘Devletin verdiği yetkiyle emir erlerine talimat verip benimle uğraşmaya çalışanlar şerefinizi, onurunuzu, haysiyetinizi, yetkinizi s.e.v.e.y.i.m’ ifadelerini kullanmış.

Hiç kimse dokunulmaz değildir. Olmamalıdır da…

Trafik, kurallara uymayan herkese karşı aynı mesafede durmalıdır ve nitekim bu olayda da aynı mesafede durmuş. Demek ki, trafik kurulları ihlal edilmiş ve araç çekilmiş.

AK Partili meclis üyesi olmak dokunulmazlığı mı gerektiriyor?

Vatandaşın aracı çekilirsen bu feryadı, tepkiyi Sayın İrfan Topçu Bey gösterebildi mi?

Hayır…

Demek ki, biraz kendilerine dokunulunca istifaya varacak kadar olayı gurur yapıyorlar. Ben kendi adıma trafik kurallarına uymayanlara karşı trafik polislerinin bu olayda özellikle görevlerini yaptıklarını düşünüyorum.

AK Parti’de yönetici olanlar maalesef son zamanlarda kendilerini ayrıcalıklı sınıfa koymaya başladılar. Hep eleştirdiğimiz bir konu var. ‘Vatandaşa eşit iş ve işlemler uygulanmalıdır’…

Ne oldu yani, AK Parti’den istifa edince sorun çözüldü mü?

Bu kadar kişiselleştirecek konu olacak bir konu mu bu olay?

Adana’da da özellikle bazı parti yöneticilerinin partideki nüfuslarını kullanarak hareket ettiklerine de değişik vesilelerle ben de şahitlik ettim. Ayrıcalık bekleyenler ve umanlar, çocuklarını işe girdirmede, belirli yerlere alınan mevsimlik ve geçici işçi alımlarında kendi yakın ve akrabalarını işe aldırmak adına nüfuslarını kullandıklarını ve bunda da başarılı olduklarını müteakip defalar gördüm, tanıklık ettim.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, partiyi kurarken ve 24 yıllık iktidarlık döneminde AK Parti yöneticilerinin bu ayrıcılığı kendilerinde hak görecek noktaya geleceklerini bilerek partiyi kurmadı.

Bu ve buna benzer davranışlar partiye ve Sayın Cumhurbaşkanımıza haksızlık olur diye düşünüyorum. Bu görüşleri siz kıymetli okuyucularımızla paylaşmak istedim.

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.