Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş geçtiğimiz günlerde “sivil toplum kuruluşlarıyla buluşma” adı altında bir kahvaltı programı düzenlemiş. Üniversitenin Haber Merkezi’ne göre Rektör Beriş, Genel Sekreter Ahmet Tan ve SKS Daire Başkanı Naci Kazan ile birlikte “Adana’da faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının başkan ve temsilcileriyle” bir araya gelmiş.
Haberi okuyan biri, doğal olarak, Rektör’ün Adana’daki bütün sivil toplum kuruluşlarını davet ettiğini düşünür. Zira haber dili öyle bir genelleme içeriyor ki, sanırsınız Adana’daki her düşünceden, her toplumsal kesimden temsilci oradaydı. Ancak öyle değil… Kazın ayağı hiç de öyle değil.
Kahvaltıya katılan kuruluşların tamamı, “Adana Sivil İnisiyatif Meclisi (ASİM)” çatısı altında toplanan, siyasal İslamcı kimlikleriyle bilinen dernek ve vakıflardan oluşuyor. Bu kuruluşlar geçmişte de Adana’nın kamusal yaşamına kendi ideolojik pencerelerinden müdahale etmeye çalışmış, beğenmedikleri etkinliklerin iptal edilmesi için girişimlerde bulunmuş yapılardı.
Üniversitenin resmi açıklaması bu gerçeği ustalıkla gizlemiş. Fakat ASİM’in kendi sosyal medya paylaşımlarında, kahvaltının doğrudan Çukurova Üniversitesi Rektörlüğü ev sahipliğinde yapıldığı açıkça belirtiliyor. Yani davet listesini de, kahvaltının organizasyonunu da üniversite yönetimi belirlemiş.
Bu durumda sormak gerekiyor:
Bir devlet üniversitesinin rektörlüğü neden yalnızca belli bir ideolojik çevrenin temsilcilerini “sivil toplum kuruluşu” adı altında davet eder? Laik, demokrat, sosyal, milliyetçi ya da liberal çizgideki dernekler bu kentin sivil toplumu değil midir?
Türkiye Kamu-Sen, Birleşik Kamu-İş, KESK, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Halkevleri, İnsan Hakları Derneği, Ülkü Ocakları ya da Demokrat Milliyetçiler Platformu bu davetin neresindeydi? Yoksa bu kurumlar, rektörlüğün sivil toplum tanımına mı uymuyor?
Bir devlet üniversitesinin yönetimi, bilimin tarafsızlığını ve kamusal adaleti temsil etmelidir. Akademi, siyasetin gölgesinde şekillenmemeli; üniversite, iktidar yanlısı grupların buluşma mekânı haline gelmemelidir.
Rektör Beriş’in bu tercihleri ister istemez bazı soruları akla getiriyor. Önümüzdeki dönem bir siyasal partiden adaylık mı düşünülüyor? Yoksa bu buluşmalar, Ankara’ya uzanan bir “selam turu”nun parçası mı?
Çukurova Üniversitesi’nin asıl gündemi, akademik başarıyı yükseltmek, araştırma kapasitesini güçlendirmek, öğrencilerin ve akademisyenlerin bilimsel üretimini teşvik etmek olmalı. Üniversite kürsüleri ideolojik değil, bilimsel düşüncenin alanlarıdır.
Sayın Rektör’e naçizane bir hatırlatma: Kahvaltı sofrasında hoş sohbet edilir, ancak akademinin itibarı, o sofralardaki fotoğraf karelerinde değil; laboratuvarda, amfide, makalelerde yükselir.
**
MEVLÜT ABİ’NİN NOT DEFTERİ
Bir Kadın Sürücü, Bir Milletin Vicdanı
Dün 10 Kasım’dı…
Atamızı kaybedeli tam seksen yedi yıl olmuş.
Ama bazı anlar var ki, insan diyor ki: “Yok be kardeşim, Atatürk ölmedi, bu milletin içinde yaşıyor hâlâ.”
Sabahın körü, 08.30 gibi Beyceli’den işe gidiyorum.
Bindim 110 hattına, 01 DPM 67 plakalı Büyükşehir otobüsü.
Direksiyonda bir hanımefendi var, belli ki işini severek yapıyor.
Otobüs tıklım tıklım, milletin yarısı telefonla oynuyor, yarısı rüya âleminde.
Derken saat 09.05 oldu.
Biz hâlâ ilerliyoruz.
Bir anda sürücü hanımefendi aracı kenara çekti, sonra da yolculara seslendi:
“Değerli yolcular, şimdi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk için saygı duruşunda bulunacağız.”
Bir anda herkes ayağa kalktı!
Sürücü hanımefendi de direksiyon başında değil, dimdik ayakta!
Otobüsün kornasıyla da siren sesine katıldı…
Yeminle söylüyorum, içim titredi.
O anda o otobüs bir araç değil, küçük bir Türkiye gibiydi.
Herkes aynı saygıda, aynı duyguda, aynı hizada.
Bilmiyorum, Büyükşehir Belediyesi’nin bütün otobüslerinde bu yapıldı mı ama…
O 01 DPM 67 plakalı otobüsü kullanan sürücü hanımefendiye ben buradan helal olsun diyorum.
Hem direksiyonuna hem vicdanına sağlık!
Biz bazen diyoruz ya “kimse değer kalmadı, herkes kendi derdinde” diye…
Bak işte, hâlâ var öyle insanlar.
Bir direksiyonun başında bile Atatürk’e saygısını unutmayan, millete örnek olan insanlar!
O hanımefendi, o sabah sadece otobüsü değil, hepimizin yüreğini doğru yere park etti.
Saygıyla eğiliyorum önünde.
Ne güzel ettin de hatırlattın bize, Mevlüt Abi’nin de kalbine dokundun valla!
Hadi kalın sağlıcakla…
Direksiyon sizde, ama yol Atatürk’ün yolu olsun!
ADANA
Az önceADANA
24 dakika önceGÜNDEM
18 saat önceADANA
20 saat önceADANA
22 saat önceADANA
2 gün önceADANA
2 gün önce