Futbolda Yönetim Hataları ve Çıkış Yolu

Futbolda Yönetim Hataları ve Çıkış Yolu

ABONE OL
30 Eylül 2025 08:24
Futbolda Yönetim Hataları ve Çıkış Yolu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Adana futbolu bugün tarihinin en ağır krizini yaşıyor. Adana Demirspor ve Adanaspor’un şirketleşme macerası, birkaç parlak sezonun ardından büyük bir ekonomik ve sportif çöküşe dönüştü. Bu noktaya nasıl gelindi ve buradan çıkış mümkün mü?

Yönetim Hataları: Aynı Yanlışların Tekrarı

  1. Şirketleşmenin Yanlış Uygulanması
    • Kulüplerin “profesyonel yönetim” adı altında tek bir kişinin insafına bırakılması, hesap verilebilirliği ortadan kaldırdı.
    • Şirket sahibi, kulübü bir “özel mülk” gibi gördü; taraftar, camia ve şehrin iradesi yok sayıldı.
  2. Borçlanma ve Hesapsız Harcamalar
    • Gelir-gider dengesi gözetilmeden yapılan transferler, astronomik maaşlar ve menajer komisyonları borç dağını büyüttü.
    • Süper Lig geliri hayaliyle yapılan yatırımlar, küme düşme gerçeğiyle birleşince kulüplerin mali yapısı çöktü.
  3. Yerel Bağlantının Kopması
    • Adana dışından gelen başkanlar, şehrin ruhunu ve futbol kültürünü anlamadı.
    • Yönetimlerin Adana’da olmaması, taraftarla kopukluk ve güven kaybı yarattı.
  4. Şeffaflık Eksikliği
    • Kulüp bilançoları, borç yapısı, gelir kaynakları kamuoyuna açık bir şekilde sunulmadı.
    • Taraftar, gerçek borç miktarını öğrenemedi; dedikodular resmi açıklamaların önüne geçti.

Çözüm Önerileri: Yeniden Yapılanma Şart

  1. Kulüplerin Camia Kontrollü Yapıya Dönüşü
    • Şirketleşme modelinin kulüpleri “tek patron” anlayışından kurtarıp, camia ve dernek yapısıyla bütünleştirilmesi gerekiyor.
    • Yönetim, taraftar ve yerel dinamiklerin söz hakkı olacağı bir “karma model” oluşturulmalı.
  2. Bağımsız Mali Denetim
    • Kulüplerin tüm gelir-gider tabloları, uluslararası bağımsız denetim firmaları tarafından denetlenmeli.
    • Taraftar, şeffaf şekilde borç yükünü bilmeli; “sıfırdan başlama” planı gerçek verilere dayanmalı.
  3. Yerel İş İnsanlarının Katkısı
    • Adana’nın önde gelen iş insanları, kulüplere “bağışçı” değil “ortak” olarak dahil edilmeli.
    • Katkılar karşılığında şeffaf yönetim ve söz hakkı tanınmalı.
  4. Altyapıya Dönüş
    • Yılda onlarca yabancı transfer yerine, Adana’nın yetenekli gençlerine yatırım yapılmalı.
    • Futbol akademileri, şehrin en önemli uzun vadeli kurtuluş projesi olmalı.
  5. Kurumsal Gelir Modelleri
    • Forma satışları, lisanslı ürünler, dijital platform gelirleri ve şehirle entegre sponsorluk modelleri geliştirilmeden kulüpler ayakta kalamaz.
    • Maç günü gelirleri dışında sürekli gelir sağlayacak ticari projeler şart.

Sonuç: Adana’nın Kendi Ayakları Üzerine Basması

Bugün Adanaspor ve Adana Demirspor için mesele sadece sportif başarı değil, hayatta kalma meselesidir. “Tek patron” modeli, şehrin kulüplerini dibe sürükledi. Bundan sonrası için yol haritası bellidir: şeffaflık, camia kontrolü, mali disiplin ve altyapı yatırımı.

Eğer Adana, kendi çocuklarının emeğine ve kendi iş insanlarının desteğine yaslanırsa, futbolunu yeniden ayağa kaldırabilir. Aksi halde, bu çöküş yalnızca yeni sezonlarda tekrar tekrar yaşanacak bir kâbusa dönüşür.

**

Mevlüt Abinin Not Defteri
Başlık: Adana’da Yaşayanın Seçim Stratejisi

Şimdi diyelim ki siyasete girmeye karar verdin.
Normal şartlarda ne yaparsın?
Taktik bellidir:
Önce bir reklam ajansı tutulur, “vizyon” kelimesi 57 defa kullanılır, ardından bir tanıtım videosu çekilir — tercihen arka fonda Toroslar, ön planda sen, elinde çocuk, omzunda yorgunluk ama gözlerinde umut…

Ama gel gör ki ben Adana’da yaşıyorum.
Yani benim bu numaraları yapma şansım yok.
Komşum beni sabah pijamayla çöpe çıkarken görüyor.
Bakkal Hasan abi 3 gündür veresiye yazıyor.
Mahallenin çocukları “Mevlüt abi sen hâlâ bu sokakta mısın?” diyecek kadar alışık bana.

E şimdi ben bu insanlara nasıl “Yarın büyük vizyon açıklıyoruz” diyeyim?

Ama moral bozmaya gerek yok!
Ben de buna göre yerli ve milli bir seçim stratejisi geliştirdim:

  1. Afiş yerine WhatsApp durumu:
    Para yoksa bastırmaya, bari durum yazayım:
    “Adana’nın Mevlüt Abisi hizmete talip!”
  2. Çay ocağı mitingi:
    Kürsüde değil, çay masasında.
    Yan masadaki ‘polis emeklisi’yle dış politika, diğer yandaki dayıyla su faturaları konuşulur.
    Sloganım net:
    “Mecliste değil, mahalledeyim!”
  3. Seçim şarkısı:
    Ajansla anlaşamam, müzisyenle selfie çekemem.
    Ama Ceyhun Abi bağlamayı kaptı mı, bana özel türkü söyler:
    “Mevlüt gelir sokak sokak, her dertliye bir kulak…”
    (Bestesi hâlâ tartışmalı.)
  4. Proje açıklama yerine ‘bugün ne lazım?’ diyerek gezme:
    Millet devasa projeler anlatıyor.
    Ben o sırada pazarda “kardeşim limon niye bu kadar pahalı” sorusunun peşindeyim.
    En azından halk gerçek gündemle meşgul olduğumu bilir.
  5. Broşür yerine fısıltı gazetesi:
    Zaten herkes tanıyor.
    Bir tanesi “Mevlüt aday olmuş ha!” desin, üç gün sonra mahalle kahvesinde ismimi bilmeyen kalmaz.
    İletişim mükemmel!

Ama en büyük avantajım şu:
Ben seçmeni tanımıyorum diye anket yaptırmam.
Ben zaten o seçmenle her gün tavla oynuyorum!

İşte böyle dostlar…
Adana’da yaşayıp siyaset yapacaksan, havadan değil yerden konuşacaksın.
Kameraya değil göze bakacaksın.
Milletin yanında değil, içinde olacaksın.

Çünkü burada siyasetçinin CV’si değil, mahallenin sicil defteri konuşur.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.