Cuma akşamı televizyon kanalları arasında gezinirken, Mavi Karadeniz TV’ninhaberlerine denk geldim. İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dursun Dervişoğlu’nun partisinin Eskişehir İl Kongresinde yaptığı konuşmayı veriyorlardı. Bir dönem müzik kanalı olarak tanınan bu kanalın son yıllarda haber ve siyaset ağırlıklı bir çizgiye kaydığını, özellikle de İyi Partili siyasetçilere sıkça yer verdiğini biliyordum. Müsavat Dursun Dervişoğlu’nun konuşmalarını dinlerken hem şaşırdım hem de üzüldüm.
Ben, İyi Parti’nin kuruluşundan bu yana Türk milliyetçiliğini neoliberal bir rotaya sokmak üzere tasarlandığını düşünenlerdenim. Daha MHP’den ayrılmadan önceki söylem ve davranışlarıyla bu niyetini belli etmiş bir hareketin, Türk milliyetçiliği davasını temsil edemeyeceğini defalarca yazdım. Yazılarımı takip edenler anımsayacaktır; Meral Akşener’i ve partisini, Türk milliyetçiliğinin değil, neoliberalizmin siyasi temsilcisi olarak değerlendirmiştim.
Ancak o dönem İyi Parti’de yer alan bazı isimleri — Ümit Özdağ, Koray Aydın ve Müsavat Dervişoğlu’nu — partinin genel çizgisinden ayrı tutmuştum. Onları, “liberal-merkez sağ” anlayıştan ziyade “Türk milliyetçiliği” geleneğine bağlı isimler olarak görmüştüm. Meğer Dervişoğlu konusunda yanılmışım. Dervişoğlu da tıpkı Akşener gibi milliyetçi değil, liberal bir siyasetçiymiş.
Eskişehir il kongresindeki konuşmasında Dervişoğlu, adını vermeden “Geldiğim parti belli. O partideyken de merkez sağ bir parti olması gerektiğini söylüyordum,” dedi. Ardından da hedefini açıkça ortaya koydu: “Rotamız Demirel’in Adalet Partisi, Özal’ın Anavatan Partisi olmak.”
Bu sözleri duyduğumda önce şaşırdım, sonra da şaşırdığıma şaşırdım. Çünkü İyi Parti’nin Türk milliyetçiliğini neoliberal bir çizgiye çekme misyonuyla kurulduğunu biliyordum. Ve Dervişoğlu, bu projenin kurucularından biriydi. Ne var ki, o dönem “Asena” olarak anılan Akşener’in etrafında yer alması, birçok kişide “milliyetçi kadro” algısı oluşturmuştu.
Dervişoğlu’nun MÇP ve MHP yıllarındaki söylemlerini anımsamaya çalıştım. Belleğimi zorladım ama o dönemlerde Demirel’in AP’si veya Özal’ın ANAP’ı benzeri bir merkez sağ parti özlemi dile getirdiğini anımsayamadım. Aksine, Alparslan Türkeş’e bağlılığını, ülkücü belediyecilik anlayışını ve Türk milliyetçiliği vurgusunu ansıdım.
Şimdi gelinen noktada, Müsavat Dervişoğlu’nun kendi ağzından “Rotamız Demirel’in AP’si, Özal’ın ANAP’ı” sözlerini duymak, milliyetçi camiada büyük bir kırılma yaratmıştır. Erdoğan’ın yıllar önce “Milli Görüş gömleğini çıkardık” sözleri nasıl tartışmalara yol açtıysa, Dervişoğlu da “Türk milliyetçiliği gömleğini hiç giymemiş” olduğunu açıkça ilan etmiştir. Türk milliyetçiliği gömleğinin giymediği için de yüzündeki milliyetçilik maskesini çıkardı! Bakalım, Erdoğan’ın çıkardığı gömleği görenler, Müsavat Dervişoğlu’nun çıkardığı maskeyi görecekler mi?
Artık ne meydanlarda ne Meclis’te ne de kürsülerde “milliyetçi” rolü yapmasının bir anlamı kalmamıştır. Dervişoğlu’nu Türk milliyetçisi zannederek destek verenlerin de “Milliyetçi Müsavat” masalını sürdürme şansı bitmiştir.
Neyse, Müsavat dursun, biz Türkçüler Turancılar olarak işimize bakalım!Türk milliyetçiliği, liberal politikalara meze edilemeyecek kadar derin, tarihsel ve onurlu bir ideolojidir. Kim hangi maskeyi takarsa taksın, hakiki Türk milliyetçiliği bu topraklarda var olmaya devam edecektir.
ADANA
Az önceADANA
1 saat önceGÜNDEM
18 saat önceADANA
21 saat önceADANA
23 saat önceADANA
2 gün önceADANA
2 gün önce